Yorgunluğun miadı dolup da
Her sabahı milat bellediğim
Gönülden bağlıyım iç yangınlarıma.
Erdim ereli yürekteki surelerin
dokusuna
Sundum sunalı yasımı yâd ellerden
kopup da
Geldiğim meclisinde dostların
Ben aciz varlığımla
Telaşımı sonlandırdığım
Yine en hoyrat tefrika
Bunca hezeyandan arınıp da
Çıktığım feraha
Yine beylik bir deyişle:
Sevmekten asla korkmadığım…
Zıt yörüngemde zıtlıklardan
muzdaripim en çok da zıt kutupların inhisarı.
Noksan deyişler türeyebiliyor ansızın
aslında yorgun kelamın boyunduruğunda cümle erbabı o iç çekişlerim…
Şimdimi yüklediğim akıllı telefonum
ne zamanki çekmiyor ben de çekemiyorum içimdeki nemi ve yası.
Aklı başında bir insan olmak adına
miadım dolmuş olsa da sulu sepken varlığımla bazen fırtınalara mahal veriyorum
sanırım kıblemdeki onca tutanak da bundan mütevellit.
Şimdimi yükle(n)dim madem düne
dönebilirim.
Bayram hüznünden girip de konuya
aslında işin içinden çıkamadığım ama diğer yandan en çok da kendime yüklendiğim…
Buruk tadı var bazı şeylerin aslıma
dönük yüzümde asılsız ithamlardan da çektiğim kadar var hani… olsun… ne gam!
Yüklü mizacımda yüksündüğüm yine
kendimle ilintili aslıma filan mı muhalifim yoksa ya da muteber zanlar
kondurmakta muktedir olanlara bakıp da derin derin içimi çektiğim de mi yalan?
Nokta atışı yapmayı dilediğim.
Bir kör nokta olmaktan başka bir de
şaşı gözlerle mealimi yüklediğim satırlar…
Dedim ya: bayram hüznü.
Kılıksız satırlar kibirli sevinçler
arzuluyor ben ise içimdeki özlemle içimdeki çocuğu bağdaştırmaya çalışıp dış
seslere de aldırış etmemeye çalışıyorum.
İşte çakışma noktası.
Ah, bir de çıkış noktası bulsam.
Ne buhran ne de isyan.
Yana yakıla sevdiklerim.
Sevilmeyi dilediğim olmazsa olmazım
yine de sevmekten vazgeçmediğim.
Yalanlarla örtülü dünyalardan uzak
kalmak adına kendi gerçeklerimle örtündüğüm ve İlahi Aşkın fıtratına uygun bir
mizaçla kulluğumu şekillendirmeye biat.
Dün özürlü olsaydım keşke ve unutmayı
başarsaydım.
Keşke’leri de gömseydim geçmişimle.
Bile bile lades demeyi göze alıp göz
göre göre sevmekten de geri duramadığım.
Soytarı bir hüzün benimkisi bazen
yapmadığım makyajımın akma ihtimali de yok iken bol bol ağladım ve kim ise
kazan kaldıran kendin pişir kendin ye, dercesine yanlışlarımı kaynattığım ve
doğrularla iştigal mizacıma da atıfta bulunup içime buyur ettiğim o
farkındalık.
Haşin deyişlerden de muafım zaman
zaman.
Hazan mahsulü filan da değilken neyin
derdi kim bilir?
Geçmişin örüntüsü; yarın mizansenli
düşlerim bir de arpacı kumrusu gibi düşünüp sonunda akla zarar bir tablo ile
eşleştirdiğim yoksunluklarım aslıma kanaat edip hala geçerli bir sebep arayışım
bu ruhani çöküntüde ne ise ham maddem ve ne ise çökkünlük vesilem.
Uyumsuz olduğum kadar da uyduruk
bahanelerim var belki de; yine kendimi kendime tanıtmak adına dünü de yarınla
bağdaştırma güdüsü.
Hangimle iştigalim.
Hepsi adına hiçliğimi kurguluyorum.
Varlık adına yokluk çekiyorum belki
de varlık içinde yokluk.
Gün dönümü…
Gün batımı…
Bir batında dokuz doğuran iç sesim
artık hangi hezeyan ise tetikleyicim…
Surelerde takılıyım aslında göğün
katmanlarında bir ara nameyim.
Yokluğun hicvindeyim madem gönül
gözümdeki saydamlık da mı yalan?
Aşkın hitabında kuru neşem.
Çocuk masumiyetimde bazen hırçın ve
kızgın yanım.
Kuramlar ve kurallar ve hicaz
makamında hüznümü azmettiren iç sesim yine iç dökümümde ben hala reşit bir
imgeye rast gelememiş iken neyi ispatlayacağımı da bilmez iken…
İkilem yüklüyüm madem belki de çekim
gücünde zıt kutupların aşkı ihya ediyorum belki de aşk beni aptallaştırıyor
sonramı güncelleyip dünümün tarhında, şimdi ekinleri ile muhatabım aslında
arsız iç sesimde saklı deyişlerle ben bir minvalde bir de reçine acılarda bir
orta nokta arayışındayım.
Zaman kibirli ve aman vermiyor.
Amansızlık mı saklı genlerimde gem
vuramadığım ve ben azığa aldığım gemilerde son şarkımı söylüyorum belli ki gemiyi
terk etmeye niyetim de yok iken…
Mizacın dik alası aslıma göğüs gerip
asılsızlığın sunumunda bir hitap etme gücünden mahrum belki de yetilerimi
bileyip benlik mizacımı törpülüyorum.
İçimde ihya edilesi mimarisi var
sevginin ve doz aşımı sevgiden çürüyen çiçeklerim var ben hala mezar taşlarını
okşayıp hala gözyaşlarımla kuraklığımı sonlandırdığım belli ki içimdeki nem
bitmiyor aslında demlendiğim yalanı ile kendimi kandırıp sevdiğim insanları
biriktiriyorum içimdeki dehlizde.
Tıkış tıkış her sapak.
Tıklım tıklım aklımın merdivenleri.
Görüntü itibariyle bir enkazım.
Sunum özürlü bir masalım.
Şiir yüklü bir yürek ama asla da şiir
yazdığını beyan etmeyen.
Bir zaaftan ayrımlaşan yükümlülüğümde
bir sancıyım doğumdan az evvel kundaklanan yüreğimle dertleşip mealimi sadece
satırlara döktüğüm aslımı içip kustuğum belki yüzüme söylenmeyenleri bilfiil
söyleyip herkesi kendime belki de kendimi herkese sunmaktan garip bir şekilde
haz aldığım…
Atraksiyon yüklü bir mizaç… sorunsuz
olsa keşke.
Yanlı bir masal… çözümü olmayan bir
denklemden çıkıp da yola.
İhya edilesi varlığım… severek
rüştümü ispatladığım belki koca bir tantanada bir çiy tanesi kadar zararsız ve
soluk yine tenimde dolaşan üzünç zerrecikleri derken içime doluşan ve ayrışan
toplumdan bir bir kendi safıma çektiğim güzel insanlar arayışım.
Seçim öncesi belki de seçilmeye pek
de arzulu değil iken o çekim gücüyle seçim denen merhaleyi buluşturup aslında
tüm insanların birleştiği noktada asılı varlığımla tek tutunduğum yine yüce
Yaradan iken.
Handikap belki de.
Belki bir edim.
Hatta zafiyet.
Belki bir öngörü.
Gönül gözümdeki torbacıklar hep yaş
ve yas dolu madem yine büyüyen gözlerinde iç sesimin ben hangi rakıma denk
düşüyorum de pervazında yokluğumun nasıl oluyor da varlığımı ispatlamaya davet
ediyorum insanları?
Zamansız ölümler.
Yerli yersiz serzenişler.
Belki aslımıza muhalif.
Yine yarım ağız sevdiğimiz insanlar
da değil hani bilakis yürek yürek atan o ikircikli şarkı az sonra lav edilecek
benliğimle bir orta nokta bulmaya aday.
Zamansız geldiğim dünyaya zamansız
buyur ettiğim duygularımdan muzdarip hatta sevilmekten haz etmeyenleri dahi
yüreğimde saklı tuttuğum üstelik af ettiklerim kadar af dilemeyi de pek bir
yakıştırırken kendime hele ki Allah katında; içimdeki kırıntılarla yenidünyalar
kurma hayalim ile kendi dünyamı bağdaştırmak yine tüm inancımla yaşama
sevincimi körüklediğim…