Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 26.06.2018
Okunma Sayısı : 1349
Yorum Sayısı : 0

RÜYA İLE AMEL EDİLMEZ, HACET NAMAZI YOKTUR DİYENLER;

 

     RÜYAYA SADIK KALMAK,

     Hz. Ebubekir’in rüya ile peygamber efendimize tabi olması

     Hazret-i Ebu Bekir, yirmi sene önce bir rüya görmüştü: "Gökten dolunay inip, Kabe-i muazzamaya gelmiş, parça parça olmuş, parçalardan her biri, Mekke evlerinden biri üzerine düşmüş, sonra bu parçalar bir araya gelerek gökyüzüne yükselmişti. Ebu Bekir'in evine düşen parça ise, gökyüzüne yükselmemişti. Hadiseyi gören hazret-i Ebu Bekir, hemen evin kapısını kapamış, sanki bu ay parçasının gitmesine mani olmuştu."

     Gördüğü rüyanın tabirini Bahira'ya sordu. Bahira; "Sen neredensin?" dedi. Hazret-i Ebu Bekir, "Kureyş'tenim" diye cevap verince, Bahira; "Orada bir peygamber çıkacak ve hidayet nuru Mekke'nin her yerine ulaşacak. Sen, hayatında O'nun vefatından sonra da, halifesi olacaksın" dedi.

     Ebu Bekir bu cevaba çok hayret etmişti. Bu rüyasını ve tabirlerini, Peygamber efendimiz, peygamberliğini açıklayıncaya kadar kimseye söylememişti. Efendimiz peygamberliğini açıklayınca, Ebu Bekir hemen Peygamber efendimize koşup; "Peygamberlerin, peygamberliklerine delilleri vardır, senin delilin nedir?" diye sual etti.

     Peygamber efendimiz cevabında; "Bu nübüvvetime delil, o rüyadır ki, bir Yahudi alimden tabirini istedin. O âlim; "Karışık rüyadandır, tabir edilmez" dedi. Sonra rahip Bahira, doğru tabir etti" buyurarak, hazret-i Ebu Bekir'e hitaben; "Ey Ebu Bekir! Seni, Allah'a ve Resulüne davet ederim" buyurdu.

     Bunun üzerine hazret-i Ebu Bekir; "Şehadet ederim ki, sen, Allahütealâ’nın Resulüsün, senin peygamberliğin haktır ve cihanı aydınlatan bir nurdur" diyerek Müslüman oldu.

     Müslüman olur olmaz, arkadaşlarını da getirmesi için izin istedi. Çok sevdiği arkadaşlarını da getirip onların da iman ile şereflenmelerine vesile oldu.

     Peygamber efendimiz. s.a.v “kardeşim Cibril bana iki namaz öğretti. Birisi istihare, diğeri isitiane (hacet) namazı” buyurmuştur.

     İstihare namazı iki rekatlık bir namazdır ve dünya işleri için kılınır. Rüyada siyah, kırmızı gibi renkler görülürse uygun yapılacak iş uygun değildir. Beyaz yeşil gibi açık renkler görülürse uygundur.

     İstiane yani hacet namazı ise dört rekatlık bir namazdır. Ölmüş bir yakınınla görüşmek, Allahtan mürşidini veya devrin imamını sormak için kılınır.

     Allah’a ulaşmayı dileyen ve hacet namazı kılıp mürşidi Allah’tan soran bir kimse, Allah’ın rüyasında gösterdiği devrin imamına veya mürşidine rüyasına sadık kalarak ulaşıp önünde tövbe ederek tabi olmalıdır.

     Dini yaşadığını ve bildiğini zanneden insanlardan öğrendiğim kadarı ile hem tasavvuf dışındaki Müslümanlar hem de tasavvufu yaşadığını söyleyen Müslümanların büyük bir kısmı hacet namazı diye bir şey yoktur, rüya ile amal edilmez, Mehdi aleyhisselam ve mürşid akılla ve bilgiyle bulunur diyerek Allah’ın ayetlerini bilmeden inkâr etmiş oluyorlar. Bu yüzden bu konuyu ayetlerle anlatmanın gereğine inanarak bu yazıyı hazırladık.

 

     Hacet namazı her namazda okuduğumuz FATİHA-5 deki istiane’dir.

 

1/FÂTİHA-5: İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn(nestaînu).

(Allah'ım!) Yalnız Sana kul oluruz ve yalnız Senden İSTİANE (mürşidimizi) isteriz

.

     Yani BAKARA 45-46 da mürşidimizin, devrin imamlarının veya manevi bazı olayların Allaha sorulması ve rüyamızda göstermesi için NİSA-59- daki ihtilafa düştüğünüz bir konuyu Allaha ve Resulüne götürüp danışın emri gereğince Allah’tan sorma ve yardım istemek için Allah’ın bize kılmamızı farz kıldığı hacet namazıdır.

 

2/BAKARA-45: Vesteînû bis sabri ves salât(sâlâti), ve innehâ le kebîretun illâ alel hâşiîn(hâşiîne).

(Allah'tan) sabırla ve namazla istiane (özel yardım) isteyin. Ve muhakkak ki o (hacet namazı ile Allah'a ulaştıracak mürşidini sormak), huşû sahibi olanlardan başkasına elbette ağır gelir.

 

2/BAKARA-46: Ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne).

Onlar (o huşû sahipleri) ki, Rab'lerine (dünya hayatında) muhakkak mülâki olacaklarına ve (sonunda ölümle) O'na döneceklerine yakîn derecesinde inanırlar.

 

     Ama tabii önce Allaha tevekkül ve güven gerekir. Bunun için kalpten Allaha yönelip ruhunu ölmeden Allaha ulaştırmayı ermiş evliyası olmayı dilemek gerekir. Rüya ile amel edilmez diyerek siz daha baştan şeytanın iğvasıyla bunu reddederseniz Allah’ın gücünü ve korumasını şüpheye düşerek inkâr etmiş olursunuz. Merak etmeyin,  Allaha tevekkül edenlerin üzerinde şeytanın bir sultanlığı yoktur bunu Allah ayetlerde garanti etmektedir. Bu söz de ayetleri inkardır.

 

16/NAHL-99: İnnehu leyse lehu sultânun alellezîne âmenû ve alâ rabbihim yetevekkelûn(yetevekkelûne).

Çünkü onun, âmenû olanlar ve Rab'lerine tevekkül edenler üzerinde bir sultanlığı (yaptırım gücü) yoktur.

 

16/NAHL-100: İnnemâ sultânuhu alellezîne yetevellevnehu vellezîne hum bihî müşrikûn(müşrikûne).

Onun (şeytanın) sultanlığı (yaptırım gücü) sadece ona (şeytana) yönelenlerin ve onunla (şeytanla), (Allah'a ulaşmayı dilemedikleri için) Allah'a şirk koşanların üzerindedir (onları etkiler).

 

     Peygamberlerin her hareketleri Allahütealâ tarafından yaptırılır ve bu Müslüman’lara örnek olsunlar diyedir.

 

33/AHZÂB-21: Lekad kâne lekum fî resûlillâhi usvetun hasenetun limen kâne yercûllâhe vel yevmel âhıre ve zekerallâhe kesîrâ(kesîren).

Andolsun ki, sizin için ve Allah'a ve ahiret gününe (Allah'a ulaşma gününe) ulaşmayı dileyen ve Allah'ı çok zikredenler için, Allah'ın Resul'ünde güzel bir örnek vardır.

 

     O yüzden Allaha güvenerek kılınan hacet namazına şeytan müdahale edemez. Şeytanın bu kadar büyük gücü yoktur. Allah’ın korumasında olan bir insana tesir edemez. Rüya ile amel edilmez demek peygamberlerin sünnetleri ile amel edilmez demektir. Sünnet Kur’an’ın uygulaması hayata geçirilmesidir. Peygamber efendimiz size Kur’an’ı ve sünnetimi bıraktım diyor. Kur’an Allah’ın sözü olan ayetlerdir, sünnet ise ayetlerin uygulamasıdır. Ben Kur’an’ı kabul ediyorum ama ayetler beni bağlamıyor o ayetler peygamberleri bağlıyor demek Allah korusun insanı şirke düşürür. İşte esas bu şeytanın insana büyük bir oyunudur ve Allah ile araya şeytan girmiştir.

 

48 - FETİH / 27 : Lekad sadakallâhu resûlehur ru’yâ bil hakk(hakkı), le tedhulunnel mescidel harâme inşâallâhu âminîne muhallikîne ruûsekum ve mukassırîne lâ tehâfûn(tehâfûne), fe alime mâ lem ta’lemû fe ceale min dûni zâlike fethan karîbâ(karîben).
Andolsun ki, Allah Resul'ünün rüya(sının), hak olduğunu tasdik etti. Ve Allah dilerse, siz mutlaka Mescid-i Haram'a emin olarak, başlarınız tıraş edilmiş ve (saçlarınız) kısaltılmış olarak korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah, sizin bilmediğiniz şeyleri bildiği için, bundan başka (daha önce) (size) yakın bir fetih nasip etti.

37 - SÂFFÂT / 105 : Kad saddakter ru’yâ, innâ kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne). 
Sen rüyaya sadık kaldın (yerine getirdin). Muhakkak ki Biz, muhsinleri işte böyle mükâfatlandırırız.

12 - YÛSUF / 4 : İz kâle yûsufu li ebîhi yâ ebeti innî re eytu ehade aşere kevkeben veş şemse vel kamere re eytuhum lî sâcidîn(sâcidîne).

Yusuf (A.S), babasına şöyle demişti: “Babacığım, gerçekten ben on bir yıldız, güneş ve ay gördüm. Onları bana secde eder (vaziyette, durumda) gördüm.”

12 - YÛSUF / 5 : Kâle yâ buneyye lâ taksus ru’yâke alâ ihvetike fe yekîdû leke keydâ(keyden), inneş şeytâne lil insâni aduvvun mubîn(mubînun).
(Babası) şöyle dedi: “Ey oğulcuğum, rüyanı kardeşlerine anlatma! O zaman (anlattığın taktirde) sana tuzak kurarlar. Muhakkak ki; şeytan, insana apaçık düşmandır.”

 

     Aklını, nefsini ve faydasız Kur’an dışı emaniyye bilgilerini Allah’ın ayetlerinin önüne geçirenler ise faydasız ilmin sahipleri dalalette olan kalpleri ve işitme hassaları mühürlü görme hassalarının üzerinde gışavet olanlardır.

 

45/CÂSİYE-23: E fe reeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî gışâveh(gışâveten), fe men yehdîhi min ba’dillâh(ba’dillâhi), e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).

Hevasını kendisine ilâh edinen kişiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim (onun faydasız ilmi) üzere dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasının üzerine gışavet (perde) çekti. Bu durumda Allah'tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?

 

     Müslümanlar olarak ne kadar Kur’an’dan uzaklaşmış hurafeler, bidatlar ve masallarla yaşar hale gelmişiz. İşte Mehdi Resulün görevi bu bid’atları ortadan kaldırarak Kur’an’ı hayatımıza hâkim kılmaktır.

 

25/FURKÂN-30: Ve kâler resûlu yâ rabbi inne kavmîttehazû hâzel kur’âne mehcûrâ(mehcûran).

Ve Resul: “Ey Rabbim! Muhakkak ki benim kavmim, bu Kur'an'dan ayrıldı (Kur'an'ı terk etti).” dedi.

 

     Peygamber efendimiz zamanında Kur’an’ın tamamı yaşandığı için bu ayet tam da bu günleri işaret etmektedir.

 

3/ÂLİ İMRÂN-119: Hâ entum ulâi tuhıbbûnehum ve lâ yuhıbbûnekum ve tû’minûne bil kitâbi kullih(kullihi), ve izâ lekûkum kâlû âmennâ, ve izâ halev addû aleykumul enâmile minel gayz(gayzi), kul mûtû bi gayzikum, innallâhe alîmun bi zâtis sudûr(sudûri).

İşte siz (mü'minler) böylesiniz, siz onları seversiniz ve onlar sizi sevmezler ve siz kitabın tamamına îmân edersiniz. Ve sizinle karşılaşınca "biz îmân ettik" dediler, yalnız kaldıkları zaman, size karşı öfkelerinden parmak uçlarını ısırdılar. De ki: "Öfkenizden ölün."Muhakkak ki Allah, sinelerde olanı en iyi bilendir.

HACET NAMAZI NASIL KILINIR?

     Hacet namazının perşembeyi cumaya bağlayan gecelerde veya kandil gecelerinde kılınması asıldır. Ama bütün gecelerde kılınabilir. Önce boy abdesti alınır. Sonra hacet namazına niyet edilir.

 

     Namazda aşağıdaki âyetler okunur:

     1. Rekâtta: Subhaneke + Fatiha + 3 Âyetel Kürsî

     2. Rekâtta: Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.

     2. Rekâtin sonunda: Ettehiyyâtü

     3. Rekâtta:  Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.

     4. Rekâtta: Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.

     Namaz tamamlandıktan sonra Allah’tan hacet neyse o istenir. Allah’tan mürşid istemek için bu namaz kılındıysa mürşid istenir.

     Bu namazdan sonra hiç konuşmadan yatmak gerekir. Yatarken kıbleyi sağa alacak şekilde yatak kurulur. Vücudun ön cephesi kıbleye çevrilerek yan üstü yatılır, 3 Âyetel Kürsî okunur ve Allah’tan mürşid istenir. Eğer kişinin haceti mürşid değil de başka bir hedefe ulaşmaksa (zahirî veya batinî bir hedef olabilir) o hedefe ulaşmak istenir. Sessiz zikir (hafî zikir) bu istekten sonra başlar. Yan üstü yatıldığı için sağ kulak yastığa gelecektir. Baş biraz sağa, sola oynatılarak kulakta kalbin atışlarının, basınç sebebiyle rahatça duyulacağı pozisyona gelinir. Ve kalbin her çift atışında “Allah, Allah” diyerek kişi Allah’ı zikr-i hafî ile (yani sessiz olarak) içinden zikredecektir.

     Eğer ilk namazdan sonra yatıldığında bir şey görülmez ise tekrar tekrar, her perşembeyi cumaya bağlayan gece namaza devam edilmelidir. Her gece de kılınabilir.

 

 

Allah razı olsun.

Burhan AKSU

 

( Rüya İle Amel Edilmez, Hacet Namazı Yoktur Diyenler; başlıklı yazı mihrimah tarafından 26.06.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.