Hayat… örtülü ödenek misali:
Üzgünüm, yeterli bakiyeniz kalmamış.
Kalmayan yine de ikramı elden
bırakmayan
Boykot ettiğimiz durağanlığa sunumu
İlahi sancının.
Az sonra ereceğiz mutluluğa:
Kısa bir mola;
Sessizlik, lütfen!
Ana karasındayız ölümün ve caiz
çığlığı:
Ukdeler bitti biteli
Kalan ufkun da miadına son bir
dokunuş:
Sen, cellât, görev yerin vicdan!
Sonların meali hep sıradanlık
Kuru sıkı tebessümlerde saklı olsa
keşke farkındalık.
Bir bukle de olsa neşe diliyorum
Zamsız bir sevgi değil üstelik
Faiziyle sevmeli
Hatta içinde kinini büyüteni bile.
Yalpalayarak varıyoruz durağa:
Ne gelen var ne gitmeye mecali bir
tebaa.
Gönlünüzden ne koparsa, ahali:
Biraz gülümseyin
Fotoğrafta güzel görünmek olan önemli…
Demeye kalmadan patlayan fırtına
Belli ki fıtratına ağır geldi
bizlerin:
Ne vardı ki gülümseseydik?
Hem yakalamazdık yağmura
Üstelik yağmur, yağmur olalı
Hep sevmedik mi rahmeti?
Bazen ahmakıslatan triplerinde
Kaçarken köşe bucak buluttan
Bir de bulutlardan kesip kırptığımız
özgürlük.
Zaman mı alıyor intikamını insandan?
Yoksa insan mı eksiliyor üçer beşer?
Hanilerimizi kilitledik arka odaya
Damıttık hüznü:
İçimi az şekerli bir kahve diledik
yürekten
Sevmeyi de öğrenseydik keşke:
Daha çok ve daha…
Yoldan çıkmazdık belki
Hem derlediğimiz de kar kalırdı
yanımızda.
Oysaki dertlerimizi ifşa ettik
Her şafak vakti
Ve ördük karınca kararınca
Örtündük diyezleri
Ehli keyif mecralarda
Bilfiil öldük, öldürdük
Ne miydi ödülümüz?
Geniş ölçekli bir haz sanırım:
Ketum dehlizlerde
Kayıp suretlerde
Ve kıyıya vuran vicdana takılı çocuk
cesedi ile
Örttük ilahi sevgiyi,
Ölümlü olsak bile
Ölünmezliğe şerh düştük sözüm ona:
Kan sızan beyitlere de sığamadık
Şiir diledik evrenden
O cevabını verdi
Arşa erdik acımızla
Yâd ettik dünü, katmerli kinin
Kirli nidalarına dokunan iblisle iş
birliği yaptık
Usulca
Ve görünmeden.
Sonramız malum:
Ham idik oysa ama en yetkin ağızdan
Şerh düştük bil mukabil, denmeden
Hamdetmeyi sulh bildik gecikmeli bir
dönemeçte
Geçimsiz yüreklerin nezdinde
Sustuk sonra
Ama çok geçti
Zamandan çalmıştık sözüm ona:
Çalınan vicdanımızdı aslında
çaldırdığımız:
Hem de kendi ellerimizle.