Kara delikte asılı bir zümre
Göğün metaneti her iklimle
Doğuyorum geceye ansızın.
Şafağın ıssızlığında
Palazlanmış acıların
Nabzını tutan iki elimden biri boş
Madem
Demli hazanın rükûsu mu eşlik eder
Bu kor ateşe?
Hüznün her fasılası;
Kelamdan yanı derdim demenin de meali
İçimde ırgat bir yalnızlık
Beşeri sitemlerden çok uzak
Körükler de körükler minvalimi
Ay’ın karanlık yüzlere serzenişi.
Şimdimi uyuttum geldim koynuna annem
Varlığımı sakın öksüz bırakma
Sığındığıma delalet bunca gözyaşı
Rahmetin şafağında;
Sevi dilinin en yakınında
Tanımsızım epeydir
Sızımla yaşıyorum
Gidip de geldiğin yüreğimde
Gelir geçer diyenlere bir ikaz
İyi ki bırakmadın elimi.
Titrek arşa uzanan vaveyla
Yana yakıla bağrımda fink atar
Matemin dolgusu düşüp de
Mahremin her zerresinde
Bir içimlik olmalı desem de
Her acının geri dönümü
İllet bir soğuk
Ocak işlerken dokusunu hece hece.
Bunca metanet
Rabbimden vasiyet tüm meleklere
Aşkı sakıncası olur mu hiç, demenin
Meali her sevgiye kucak açmışlığım
Bastı bacak bir şiirde
Yanarken itiraz ışığı.
Köhne heceleri kavurdum ezanı her
duyduğumda
Rabbimle ettiğim gönül sohbeti
Bilirsin ki ikimizin bağrında.
Kütük gibi olmuşum da
Mekânı olmayan bir derviş gibi
Sızlanırken ömür boyu…
Sen ki; öğretilerimin beşiği…
Sen ki; her yüreği yakanın İlahi
bekçisi.
Varlığım seninle tam;
Yansız sevdalarım en dingin rahlede
Serilmişliği umutlarımın.
Kayyumu atadım çoktan gönül meclisine
Yandan yana süzüldüm
Matemin göbeğinde
Ben ki seyrüseferinde her şiirin
Kopan kızılca kıyamet
Ne zamanki sen;
Derinden bir iç çektiğinde.
Bam teli mevsimin
Yine kırağı çalan sızımın da
Dermanı elbette saklı surelerinde
ömrün
Dehlizin aydınlık yüzü
Elbette serdiğim onca hüznün
Pekişen rotası
Gözüm kulağım sende epeydir
Ketum varlığım yine suskunlarda
En derinden çağlayan sireni
Duyduğumda uyluğumda uyuşuk bir mizaç
Göğün nöbetinde.
Sayende arşı alaya çıkan şükrüm
Bir katresi dahi önemsiz ömrün
Sensiz geçmesin yeter ki tüm kalan
zamanım.
Bir neferin aşkına tutsak yüreğim
Devriâlem yaptığıma biat
Sayende daim kıldığım sükunetim…