Sona Erdirilmesi Gereken Mevsimsiz  Baharları Yaz Mevsimine Çevirmek

 

Her günümüz bir yıldönümü düne bakınca o deforme olmuş haliyle bırakınca, emeksiz öyle bir başına Mevsimsiz baharların içinde bırakınca. Her günümüzü baharlar içinde yaşatmak için emek harcamak kaygılar fikrin sancısını çekerek yaşamak gerek. Gönlümüzle gönüllerin dokusuna dokununca önce gönlümüz canlanır sonra karşımızdaki gülümserken alem canlanır bu sırra ermek gerekir.

 

Söylediklerimiz enkaza çevirmediği müddetçe, bu sırra ermek vakıf olmak mümkün. Bir baş kaldırının borazanını çaldıran sözlerin gün ışığında, karanlığa koşarken elbette ki bu sırra erişilmez!

 

Geri döneceğimiz yola, dönmeyeceğiz diye dikenleri serpmek kendimizi yitirmekten öteye taşımaz! Bilinir ki tilkinin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkanıdır. Ah yanılgı şahlanarak sırtımıza inen kırbaç, ağrıttıkça ağrımadı ağrımadı saçmalığıyla kendimizi bitirmenin yenilgisini kabul etmeyen benliğin ölümü, farkındaysanız benlik ölürken bizde ölüyoruz! Benliği sadece imanla bizim öldürmemiz ıslah etmemiz gerekirken o öldürüyor bomboş yollarda!

 

En yakın ihtimalle benliğe esir olan biz, esaretliğimiz’den habersiz bizi hiçlikle yakıp tutuşturan serseri bir delinin kendini bilmezin peşinde koşarak uçuruma neden niçin sorusunu sormadan atmanın arasında bir farkı hiç yok!

 

İmandan habersiz bir ruh gönül koskocaman bir hiçlik, kabusa  dönen günlerin gün dönümünde ancak iflasla  çıkılabilinir. Soytarı bir düşüncenin yakan alevine kendini atan bir fikirsizin ateşte yanması kaçınılmaz olacaktır.

 

Sorsan bu yaptığın nedir?

Lal olmuş sanki dili cevap vermez!

Lal olmuş fikrinle dilini fikrin dilin cennetinde gezdir açılsın

Kabul etmez yardımı körlüğe saplanmış çıkarılmayı da kabul etmez

 

Gel de bu anlaşılmaz anı tercüme et tercüme edecek dil varsa tercümanı varsa! Anlayanı anlatanı varsa!

Bakar alaycı ateşli gözlerle çıkarın ne diye!

Zaten bitmiş iflas etmişsin vereceğin ne var ki?

Çıkarım seni kazanmak…

İnanamaz bir hintlik arar!

 

Akıl böyle durumlarda parçalanıyor ölçemiyor anlayamıyor, geride bırakmakta olmuyor haini ilk girişte yazdığım gibi hatırlayın- Her günümüz bir yıldönümü düne bakınca o deforme olmuş haliyle bırakınca, emeksiz öyle bir başına Mevsimsiz baharların içinde bırakınca- İşte bu nedenle yardımcı olmak gerekiyor kazanmak gerekiyor…Yoksa lanet okuyarak yüzüne her gün geçmişin hatırlatmak için hiç değil.

Sona erdirilmesi gereken mevsimsiz  baharları yaz mevsimine çevirmek aynı anda gönülleri de günleri de…

Bunun başka izahı varsa söyleyin öğrenelim.

Aslında daha söyleyeceğim öğreneceğim çok şey var Alemleri yaratan Rabbimden sonra sizlerden,ben Rabbime sizleri de katarak sığınırken günlerimiz yaz mevsimi coşkusunda serinleten cennet serinliğinden geçsin diyerek,selamlarımı sunuyorum, selamlarımla.

Mehmet Aluç


( Sona Erdirilmesi Gereken Mevsimsiz Baharları Yaz Mevsimine Çevirmek... başlıklı yazı kul mehmet tarafından 18.06.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.