Muhtemel kırgınları geçtim 
Ayakları toprağa değmeyen bir şehirin
Ihlamur ağaclı kaldırımlarında
Gerçekten gerçek bir gülüş eskittim 

Kısırdı toprak ana burda 
Yağmurlar rögar kapaklarında çığlık çığlıktı 
Pencereme karşı evlerin
Bir tek perdeleri 
Bir de 
Balkon çiçekleri 
İlk bellediğim şiir gibi ezberimdi 

Ezberimdi birbiriyle barışmış kaynaşmış  mevsimler  
Ayrıntısız, ince dokunuşlardan yoksun 
Gelip geçerlerdi parmak uçlarına basarak 
Ne havlardı köpekler, 
Ne  korkup kaçışırdı kediler 
Nasıl bir tezattı aşkı bahara benzetmek

Gülüşün eskidiği anda başlıyormuş hayat 
Kesik kesik soluduğun da
Anlıyormuşsun birden bire 
Ne demekmiş yaşamak 
Sanki her şey usulsüz kurulan 
Edepsiz yorulan bir düşmüşte 
Dağılıyor tayfunsuz meltemsiz savrularak 

O an tutunmak istiyorsun
Geçiyor gözlerinden 
Aynı şehir aynı sokak
Nereye nasıl gidersen git 
Mahkumluk yürekte,
Hapislik gönülde 
Demir kafeste vicdan 
Ağrılaşıyormuş paslanarak
  
Salıncaklarda asılı kalmış çocukluklardan 
Toplayıp alsam diyorsun 
Yeşil bir yaprak iğnelesem mesala döşüme 
Gazellere inat 
Bükülmüyor belin  
Uzanmıyor elin
Anlıyorsun ki;
Yorulmak vazgeçmekmiş 
Ne istemek, ne arzu duymak, ne de ümitlenmek
Yeniden başlamaya yetmiyormuş.

 Ve kendine 
Bunun adı büyümek diyorsun  
Gökyüzüsü boş, kuşları ölmüş  bir zamanda 
Bir avutanın olsa ah bir avutanın
Yaslanarak omzuna 
Tek
Ağlamak istiyorsun ..

Ümit Seyhan
( Muhtemel Kırgınlıklar başlıklı yazı Ümit Seyhan tarafından 14.07.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.