Aşk ve dostluk bir gün yolda karşılaşmışlar.

Aşk kendinden emin bir şekilde sorar,

“ Ben senden daha candan ve daha yakınım, sen niye varsın ki bu dünyada ?

Dostluk cevap vermiş,

“ Sen gittikten sonra geride bıraktığın gözyaşlarını silmek için “



Dostluk ve aşk üzerine o kadar çok roman, şiir , hikaye, deneme ve makale yazılmıştır. İkisi de birbirinden ayrılamaz iki ayrı duygudur. İkisinin yeri de ayrıdır.

Aşk denilen duygu kendiliğinden, bir bakışla veya başka bir şekilde yürekte filizlenir. Bulutların üzerinde yürüyor gibi hissettirir. Mantık gitmiştir. Sadece duygular vardır. Hissiyat en yüksek düzeydedir. Şanslı insanlar, yıllarca koruyabilirler bu hissiyatı. Şanssız insanlar ise aşk acısını tadarlar. Kor düşer yüreklerine. Sevdiklerinden ya ayrılmak zorunda kalırlar ya da bu duygunun aşk olmadığını anlarlar. Ayrılmak zorunda kalanlar o sevgiyi yıllarca taşırlar, kavuşamayacaklarını bile bile, çaresizce. Yüreğe düşmüştür o ateş bir kez. Aşk’ı aşk yapan da imkansız oluşudur. Zor elde edilen şeyler çok kıymetlidir. Onun için değerlidir belki de.
Yanılgılar daha çok acı çektirir. Gözle görülebilecek şeyler, duygular karışınca görülemez hale gelir. Gerçekler gün yüzüne çıkınca da hayal kırıklığı yaşatır. Yürek yara almıştır. O yara uzun bir süre iyileşmez. Aşk ve sevgi değerini yitirir. İnsanlara güven azalır veya yok olur. Acı verir.

Dostluk ise bambaşka bir duygudur. Dost, en kötü anlarda başımızı göğsüne dayanarak ağlayabildiğimizdir. Sırlarımızı paylaştığımız insandır. Acıyı ve sevincin paylaşıldığı yüreklerdir. Paylaşılan sırların, kendisi ile mezara götüren kişidir dost. Hastalıkta ve sağlıkta, yanımızda olandır dost.Küskün olduğu bir zamanda bile iyiliğimizi ve bizi düşünendir.(Gerçi bu zamanda çok fazla bulmak mümkün değildir ama) Dost, engin deniz gibidir. Hoşgörü ve sadakat duyguları hakimdir dostlukta.

Aşk’ ın gidişinden sonra göz yaşlarını silendir. İkisi de yaşanılası duygulardır sonuçta. Acaba, ikisini de aynı anda bulabilmek çok mu zordur. Siz ne dersiniz ?
( Aşk Ve Dostluk başlıklı yazı Nermin Kaçar tarafından 19.02.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.