Kitap İnceleme
Yazısı
Kitap adı: Yargı Sistemi Üzerine Denemeler
Yazarı : Prof.
Dr. Mustafa Tören Yücel
Yayınevi: Seçkin Yayıncılık
Baskısı :
1. Baskı Şubat 2019 / 552 Sayfa
Barkodu: 9789750253195
Toplumsal
yargı reformu arzulanıyorsa eğer, öncelikle hukuk zihniyetimizin tamir, tadil
değil,
kökten değişikliğe uğraması gerekiyor. Kanunların
güncellenmesi ile çağdaş bir yargı reformuna ulaşılamaz. Öncelikle adalet ve
hukuk değerlerimizin, devletin de üzerinde konumlanması gerekiyor.
Yüksek
toplumsal bilinç ile, evrensel hukuk ilkelerinin yoğrularak reforma, öncelikle
yeni bir anayasa yazmakla başlamak gerekiyor. Devamında insan hakları, hukuk,
felsefe, adalet öğretisinin lise öğrenimine dahil edilmesiyle, ulusal sosyal
bilimler düzeyimizi daha da yükseltebiliriz.
Hukuk eğitimi
ise, başlı başına verimsizliğin odağını oluşturuyor. 83 Hukuk Fakültemiz
olduğunu gururla belirtmekteyiz. Peki Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi, Ceza
Hukuku, Anayasa Hukuku ana bilim dallarında, Prof. Dr. ve Doç. Dr. akademik
statüsünde öğretim üyesi, kaç fakültemizde aktif görev yapmaktadır? Ve Mevcut
olanların, emekli olanların da değerini, ne derece idrak edebildik?
Toplumsal
hukuk bilincimiz, anayasamız, hukuk fakültesi eğitim kalitemiz olması gereken
düzeye ulaştığında, devam eden süreçte yargı kurumlarının bağımsızlığı, erkler
ayrılığı ve demokrasi anlayışımız da daha güven verici düzeyde olacaktır.
İşte bu eser
muhteşem içeriği ile gerçek yargı reformu, hukuk rönesansı, demokrasi devrimi,
bilinç temizliği yapabilmek, aydınlanmak için güzel bir başlangıç. Zira hukukun
üstünlüğü, etkinliği, saygınlığı, güvenilirliği ve bağlayıcılığı, ahlaki
üstünlükle karılmadıkça, insanî varoluşumuz tehlikeli saldırılardan güvende
olamayacaktır.
Öncelikle
hukuk fakültesi öğrencileri, avukat, hâkim, savcı ve diğer yargı çalışanları,
hukuk akademisyenleri, yasama organı üyelerinin okuması, çalışmalarında dikkate
alması, hukuk kültürümüzün kalitesini artıracak, yaygınlaşmasına katkı
sağlayacaktır.
Saygıdeğer hocamızın, ayrıca, adalet psikolojisi, hukuk
felsefesi, hukuk sosyolojisi, kriminoloji kitaplarının okunması, bizi
modern/pozitif hukuka, hakkaniyet kültürüne, özlediğimiz gerçekliğe
daha da yakınlaştıracaktır.
Eser, doyurucu
kaynak, öneri ve atıflarla pekiştirilmiştir. Hukuk felsefesi, sosyolojisi,
psikolojisi ve
metodolojisini pratik olarak özümseyip uygulamak için,
arayıp da bulamayacağımız bir kaynak.
Sayın Prof.
Dr. Sami Selçuk Bey’in eserlerinde de öneri olarak okumuştum. Bu eserde de
üzerinde durulmuş. Mahkemelerde halk jürisi yargılama sistemi geliştirilebilir.
Emekli hukukçulardan ve konuya yatkın diğer yurttaşlardan, sınav ve mülakatla
jüri üyesi seçilebilir. Ceza mahkemelerinde, sosyal bilimler uzmanı bir
raportör görev alarak, dosyayı yorumlaması, yargı heyetinin görevini daha hızlı
ve verimli yapmasını sağlayacak, ayrıca bilirkişiye olan ihtiyaç azalacak, adli
yanılgılar da en aza inecektir.
Bu konunun
detaylarını; “Hukuk Aşkı -Yeni bir anayasa özlemi- adlı kitabımda da
vurgulamıştım.
Hukukta
doyurucu gerekçe ve tatminkâr bir süreç adaletinin sağlanması için daha büyük
ve köklü, bilimsel hamleler yapmaya mecburuz. Hukuk alanında elli yıllık bir
mesleki deneyimi olan yazar,
anlatımlarında çok yönlü bir bilim insanı ve gönül insanı
olduğunu fazlasıyla hissettiriyor.
Adalet, mantık, hakkaniyet, etik ve estetik değerler
çizgisinden ayrılmadan, toplumsal fayda odaklı öneriler sunmuş eserinde.
Adaletin yüce
atmosferine tüm benliğimizle ulaşabilmek için, on beş günlük bir eğitim ve
dinlenme kampına girerek bu kitabı dipnotlarıyla birlikte özümseyerek
okunmasını öneriyorum.
Vicdani kanaat kriteri; -makul gerekçe, kuvvetli delil ve
hukuk felsefesi argümanlarıyla-
esrarengiz, metafizik, belirsiz inisiyatif algısı yaratan bir kavram olmaktan
çıkarılmalıdır.
Yani adaletin
özünün; hukuksal kabuğun dışında konumlanmasının önüne geçilerek,
Hüküm kürsüsünün, adaletin bağımsız, tarafsız, yansız
rafine bir aktörü olması sağlanmalıdır.
Yargı, hukukun
adaleti yorumlama ve dağıtma kapısıdır. Bundan dolayı öncelikle demokrasi ve
hukuk bilincinin etkinliği, yetkinliği ve bağlayıcılık gücü artırılmalıdır.
Hukuk bilincinin temelleri, multidisipliner bir
yaklaşımla atılmalı ve hakikat arayışları da aynı yöntemle sürdürülmelidir.
Terazi bozuk olunca, kefelerinin ve taşlarının altın kaplama olmasının, kabul
edilebilir bir değeri yoktur. Bilimsel deontoloji, bizi böyle bir yönteme
yönlendirmekte ve mükellef kılmaktadır.
Hukuki normlar
hiyerarşisine, parazitlerin bulaşmasına izin verilmemelidir.
Eserde 500. Sayfada geçen bir söz: “Adaleti canlı tutan,
hukukun biçimi değil ruhudur. E. Warren”
Vurgusu bize, “ruh sağlam olunca, şekil değişmeleri
adalet sürecini, özünü olumsuz etkileyemeyecektir” yorumuna ulaştırıyor.
Görünür/görünmez pürüz, hasar ve parazitleri saptamak için, önce
gözlemlerde bulunur, keşif yapar ve literatürü tararız. Toplanan verileri
ayrıştırır ve yorumlarız. Ortaya, amaç ve anlama dayalı bir bilgi birikimi
çıkar. Bu süreçler sonunda hipotezimizin şekli belirginleşir. Aradığımıza
ulaşmışsak hipotezimiz hazır demektir. Hipotez de bir bakıma, üzerinde
çalıştığımız teorinin gerekçesidir.
Artık aşama, teorimizi oluşturmaya, geliştirmeye
gelmiştir. Teorimizi de farklı etken, etki, sorgu ve doğrulama süreçlerinden
geçtikten sonra, uygulanabilir, denetlenebilir, yanlışlanabilir,
geliştirilebilir
Bir yasaya/öğretiye/eyleme dönüştürebiliriz.
İşte hukukun
adalet arayışları, uygulaması, yasa yapımı, eğitim süreci de benzer bilimsel
metodoloji ile tanışmak zorundadır.
Hukuk eğitimi, akademik kurumlar, yasama organı, adalet
dağıtan yargı organlarının, adalet çarkının
uyumlu dişlileri olabilmesi için, multidisipliner
bilimsel ilkelerle teori, yöntem, metot, yasa ve uygulamalar geliştirmesi
gerekir.
Kitabın
bölümleri, birbirini tamamlayan, hepsi aynı denize akan ırmaklar gibi adeta.
Hukukçu, hukuksever ya da bu alana ilgi duyan bir bilim
aşığı; bu kitapla birlikte, anayasa hukuku, insan hakları hukuku, ceza hukuku,
hukuk felsefesi alanlarında da yeterli derecede kitap okuyabilirse
İçinde bulunduğumuz toplumun demokrasi ve hukuk
bilincine, tarifi mümkün olmayan bir katkı sağlayacaktır. Hukukun iç dilini
daha iyi kavrayacak, adalet ruhunun tüm toplumu sarmasına gönüllü katkı vermiş
olacaktır. Kısaca sorun üreten, problemin bir parçası olan değil, katkı
sağlayan konumda olacaktır.
Okudukça
açlığımızı hissedecek, acıktıkça okuyacağız. Zihnimizi beslemek için başka bir
alternatif var mı ki?
Samsun, 12.10.2019
Ali Rıza Malkoç
#armozdeyis