1
…
Ankara’da
hava kapalı, birkaç saat önce yağan yağmurdan dolayı yerler ıslak, yer yerde
sis mevcuttu. Şehir trafiği yine olanca hareketliğini yaşıyor, şehrin silik,
araçların parlak ışıkları caddeyi kaplıyordu.
Korkut
yeni görev yerindeki bir arkadaş gurubuyla oturuyor, birlikte çay içerek
gündeme düşen konular üzerinde fikir ve yorum yapıyorlardı.
Kutay,
“Türkiye konumu gereği, ABD’nin
finansal saldırılarına muhatap olmaya devam ediyor. İşin arka planında büyük
bir çatışma ve ekonomik savaş devam ediyor. Yapılan saldırılardan zaman zaman belli
derecede kendi lehlerine sonuç da alıyorlar. Türkiye ise kayıplarını azaltmak,
verilen hasarları düzeltmek için, fırtınalı en zor dönemde Hazine ve
Maliye Bakanlığı enflasyonla da mücadele etmek zorunda kalıyor. Dışarıdan doğru
dürüst bir ses çıkmazken, iç piyasadaki devşirmelerden en aşırı eleştiriler
alabiliyor, hazine hem içeriden ve hem dışarıdan gelen etkiyi en aza indirmeye,
yoldan çıkmamaya ve direksiyonu korumaya çalışıyor. Onca gaile ve kargaşaya rağmen
faizlerle ve enflasyonla başa çıkılabileceğini de gösterdi,” diyordu.
Yavuz lafa karışarak; “Sanki hükümetin diliyle konuşuyorsun,” dedi.
Kutay “Elbette, hükümette bizim, devlette bizim… Bizim öyle gidip sığınacak
bir yerimiz, yurdumuz mu var?” dedi.
“Orası öyle…” dedi Yavuz.
Her yerde hayat kendi mecrası içinde akmaya devam ederken, ABD ile
İngiltere arasındaki kavga sessizce, derinden derine davam ediyordu.
Korkut konuşmanın yönünü iç konuşmalardan dış konuşmalara devirmek için
araya yeni bir söz attı.
Korkut “Afganistan’da düşen ABD’ne ait bir askeri uçak için; Taliban’nın
‘biz düşürdük,’ ABD’i ise ‘teknik bir arıza sebebiyle düştü,’ sözleri hakkında
ne düşünüyorsunuz?” diye sordu.
Yavuz “Hiçbir bilgim olmadı,” dedi.
Kutay “Aslında ABD uçağı ne teknik arıza ile ne de Taliban düşürdü,”
Yavuz “Nasıl düştü o zaman?”
Kutay “Bunun hikâyesi biraz uzun, sıkıldık demezseniz anlatayım. Üç yıl
önce; gayet iyi Farsça Arapça ve Türkçe bilen CIA'nın kara kutusu ve Kara
Prensi Michael D’andrea İran masasının başına getirildi. Bu yeni bir dönemin ve
işlerin karışacağının habercisi oldu. D'andrea, üç yıldır Pentagon'un emri ile Ortadoğu’nun
İsrail çıkarlarına göre yeniden yapılandırılması için çalışıyordu. Ve İran’daki
tüm olayların da gizli oyuncusuydu.”
“ABD'nin Kasım Süleymani suikastı, çok ama çok büyük bir adımdı. İran'ın bu
suikasta cevap verememesi ve bunun dünya tarafından görülmesi de operasyonun
detaylarından biri olarak planlanmıştı. Bu arada Beyaz Saray'la Rothschild ailesinin
bir sorunu yoktu. Ama ABD derin devleti ile Rothschild ailesi arasındaki
anlaşmazlıklar da devam ediyordu. Aynı şekilde Kraliçe II. Elizabeth'in de derin
Amerika ile bir problemi bulunmuyordu, ama bu ABD ile Britanya'nın savaş
halinde olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Kasım Süleymani suikastından sonra
İngiltere de, Libya petrollerinden kendin pay istedi. Washington ise bu isteği
reddetti. İngiltere de bu reddedilmeyi kabul etmedi hatta hazmedemedi.”
Yavuz “Desene devlerin kapması…”
Kutay “Evet, Ortadoğu'ya yön veren ve CIA'nın tüm imkânlarını kullanan
Michael D'Andrea'nın ölüm emri, Afganistan'daki operasyonların merkezinde yer
alan İngiliz paraşüt birliği Kırmızı Berelilerine gönderildi. MI6 ile İngiltere
Genelkurmay Başkanlığı'ndaki özel bir ekibin tüm planlarını yaptığı bu operasyon
için de tarih 27 Ocak olarak belirlenmişti.”
Yavuz “Ya Kutay sen bu bilgileri nereden ve nasıl öğreniyorsun?” dedi.
Kutay “Biraz okuyor, biraz da araştırıyoruz. Kaldığım yerden devam edersem,
İngiliz istihbaratı derin Amerika'nın en önemli silah şirketlerinden biri olan
Northrop Grumman'ın sahadaki askeri birliklere internet ve veri sağlayan E-11A
uçağı, Afganistan’n Gazne kentinin Dehyak
bölgesindeki Sadıkel yakınlarında olacağı özel bilgisini teyit etmişti.”
“Afganistan’ın alt yapısı olmayan dağlık arazisi ve çok ciddi iletişim
zorlukları olan bir ülkeydi. Amerikan özel kuvvet birimi olan SEAL (SEA = deniz,
Air = hava ve Land = Kara ) anlamına gelen, savaş, anti terör, direkt saldırı
ve özel keşif görevlerini yapan özel kuvvetlerine ait 19 çok önemli adamını
kaybetmişti. Bu arada ABD, Afganistan’da 150.000 asker bulunduruyor, iletişim
sağlamak için ise özel donanımlı uçaklarını kullanıyordu.”
Yavuz “Desene sen, Afganistan ABD’nin işgali altında!”
…
…
Ant. 310120