Bugün ağlama günü. Nedametsiz bir iklimin satır aralarında boğuşur gibi yaban mevsimlerine hazırlanıyor yüreğim. Özlemlerin ayyuka çıktığı bir demde bütün gidişlerin biletini kesiyorum. Her şeyi bir yana bırakıp uzun soluklu düşünüyor ve uzun soluklu düşüyorum uykulara. Bir yanım yana yakıla unutma, bir yanım duygularımı avutmak telaşında. Öyle ya mevsim henüz bahar, çiçeklenecek nice dallar var, adına umut ektiğimiz…

 

        Yılkı atlarının ruhumda koşuşunu dinliyorum. Şirazesini yitirmiş rüzgârın saçlarımı yalayıp geçmesini, genzimi yakışını hissediyorum tertemiz havaya karışan oksijenin.  Ne etsem bana her şey seni anlatıyor. Hasret sayıklamaları içinde bütün vazgeçişleri ezberliyorum satır satır. Nihayet yorgun ayaklarıma çelme takıyor tükenişlerim…

 

İçimde yenilenmiş bahar sevdana ram. Hep bizde mi kalırdı eksik ihtiram. Hep güzel hatıralar düşleyen kalbimin titrek sesinde, yüreği yetmezlere kapı açmışlığımı mazur görsün tarih. Bilemedim… Elleri duaya kalkan naçizane ben, gözyaşlarının suladığı topraklarda ağlıyorum istemeden…

 

Şimdi sürgün kalbimin canhıraş çığlıklarıyla başbaşa semaha duracağız. Bırak içimdeki çocuklar ağlamadan sonsuz bir hezeyana ramak kalmasın son arzum. Dilemma bir gönül yumağı içinde kimseler bilmesin ağladığımı. Bırak gidişinle yıktığın duvarlar üzerime devrilmeden, yepyeni bir gökkuşağını umuda boyayayım. Bırak… 

 

Âdem Efiloğlu

 

( Şirazesini Yitirmiş Rüzgar başlıklı yazı AdemEFİLOĞLU tarafından 15.03.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.