Dilbaz bir heceydi aşkın şiarı
Sözcük dilinde yüreğin ikbali
Serildiğimiz kadar sardığımız bir
boşluk
Tanık olan seherin vakitsiz gelişi
Geceydi ılık nefesi baharın
Oysa üşüyen ruhlarımızdı dokunmaktan
kaçındığımız
Bir sevdalı bakış ki
Muhabbetine doyamadığımız aşkın
ihbarı.
Bir girdap kimi zaman hicveden
Bir sema gösterisi aşkın kırbacı
Tok sesi bilinmezin
Duyulmazın indinde
Sevdalı mehtap kürediğimiz şiir
niyetine.
Sudan sebeplerle de sevmedik
Künyesinde gecenin serilen bir kilim
miydi de
Davetkâr bakışları minvalin
Bir çöküş belki de dualarla yeniden
Ayağa kalktığımız.
İklimin bir coğrafyası vardı ya da
tok
Tok sesinde davulun
Parantez açan sol anahtarına
Müteşekkirdik
Elbet içimizde kabaran bol keseden
sevinç
Yalıtılmışlığın mimarı her şiiri de
baş göz ettik.
Tutarsız bir taslakta
Tutucu bir üslupla boca ettik
imgeleri
Şerit değiştiren alfabenin gözlerinde
hıçkırık
Tevazu yüklü harflerin de albenisi
İnkâr edemeyeceğim itiraflarla dolu
Metruk cümleler cumhuriyeti
Örselendiğimize delaletti aşk
Bir de hırpani özlemin gövdesine
çizik attığımız.
Bir düş ertesi çıkıp da yola
Varmayı ertelediğimiz
Dönüşümün coşkusu
Ne de olsa muradımızdı yenik
düştüğümüz
Muzip mizacımızda oklavayla açtığımız
Bir şiir gibi
Nazı niyazı yerli yerinde bir öykü
Göğün dolaylarında yere serdiğimiz
örtü.
Konmayı unutan bir kuşun da sevinci
Ertelenmiş bir vuslattı elbet
Dokunulmazlığında aşkın
Şairin de şiarı tümcelerin kanadığı
bir gövde gösterisi
Filan değildi asla
Sadece tutanaklara geçecek hüznün
mimarı.
Elbet çaresizce sevdiğimizin de yoktu
geri dönüşü
Bir ufuksa hicveden
Bir hutbe ise ruhun ihtilafı
Beylik söylemlerden çaldığımız bir
imge gibi
Nazenin gölgesinde sevgilinin
Güne hükmeden geceden kayan yıldız
gibi
İçimizde öylece kala kaldı ukde.