Söküldükçe sökülür  
Yüreğime diktiğim onca sevgi  
Paramparça olsalarda 
Geceden keder çeken ağlarımı yamarım 
Bazen bir yıldız takılır çırılçıplak
Maviden yorgun ışıklarda
İncitmeden tel tel açarım 
Hınca hınç doldudur umut 
Bir türkü korkup saklanır
Heyecandan titreyen dudaklarıma

Gecenin sesine karışır aşk
Dolaşır kanımda bir usulsüzlük
Bilirim bu öylesine bir sevmek değil 
Zühre gibi parlak 
Zühre gibi uzaklardan uzak 

İlk yalnızlıkla umudun kesiştiği kavşakta
Bulutlar boşaltıyordu  
Kusuyordu sanki içinde ne varsa  
Yılan gibi kıvrılan yıldırımlar
Gösteriyordu gri horizontta 
Bizi ayıran tek farkı 
Baş aşağı çivilenmiş kargalarla 
  
Utanca yatkın bir öfke 
Bileylenmiş bir hançer gibi saklıydı  
Ve saklıydı günah/sızım 
 Avucumda el değmemiş 
Tüm masumiyetler çığlık çığlığa 

Bir kahramandın sen 
Apoletleri haksız yere sökülmüş 
Her gün yarım yamalak düşlerimden 
İnerken yeryüzüne 
Buzdan kaygan merdivenlerden düşmüş.

Müebbet hasret yorgundur 
Baykuşlar gibi kovulmuştur günlerden 
Ne zaman atsam ağlarımı 
Martılar bir kez olsun yoklamazlar 
 Yoklamazlar bu yüzden 

Ve bilir misin sevdiceğim 
Hiç bir intizara 
çıplak ayak bir kez olsun  yürümemişken 

Ümit Seyhan 

( Hiç Bir İntizara Çıplak Ayak Yürümemişken başlıklı yazı Ümit Seyhan tarafından 7.06.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.