İzim kaldı mı söyle, gezindiğim yerlerde ?
Kalmadıysa çok yazık, kapanırken son perde!

Çağlayıp akar iken, bir kavalın sesinde,
Gözizimde mi yoktur, bir güzel gamzesinde ?

Yad ayaklar basmasın, kalmasın ayak izim,
Bunca varlık içinde, nasıl da kimsesizim !...

Kuru dallar taşırken, harlanan ocaklara,
Nasıl hasret kalınır, sıcacık kucaklara ?

Seslendim dağdan dağa, duymadın feryadımı,
İçin titremedi mi, unuturken adımı ?

Seni sayıklıyorken, tükenen nefesim de ;
Issız koyakların da, kalmadı mı sesim de ?

Bir zalim fazla gelir, yetermiş tek zalimlik,
Açtın derinlerim de, kapanmaz karadelik !

Bari rahat uyusam, gelecek son uykuyla,
Yıka kirpiklerimi, getir de gülsuyuyla...

En deli özlemim de, uzak düşerken sıla,
Zalimlik yakışsa da, cimri değildin asla ...

Salınıyor bak güneş, nasıl yere inerken,
Seni gültarlasında görmüşler gezinirken.

Veda kıyametinde, giderken yana yana !
En kızılından olsun, bir gonca kopar bana .

Nasıl sarhoş olurum, yanılıp, açılırsa ;
Kıskanırım bilirsin, dörtyana saçılırsa !

Kime ne, zalim olsun, bu yalnız benim gülüm;
Sen getir de yeterki, gülden olsun ölümüm !...



( Gülden Olsun Ölümüm başlıklı yazı HayrettinYazcı tarafından 8.03.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu