.....günlerden bir gündü,..gönülsüz ve isteksizce yağmur yağıyordu ,damlalar bir düşüyordu bir düşmüyordu ,şemsiyemi bulamadım yine ,yağmurun ince kadife yağışları altında yürümek iyi gelecekti , az önce mesai bitti okuldan çıkıyorum , dışarıda yağmur beni bekliyor , ayakkabılarım boya istiyor su birikintileri canımı sıkıyor ,mayın gibi gelip geçen arabalar su birikintilerini patlatıyordu ,sık sık durup kenara çekiliyordum anlayan arabalar yavaşlıyor ,anlamayanlar da recep ivedik ..)))..akşam önü canım mı çekti nedir ,elma şekeri satan marketin önünden geçiyordum , ne güzel de bakıyorlardı , dayanabilir miydim ? yanı başındaki pastahaneye geçip bi güzel afiyetle yemeye başladım , buranın kağıt helvası da güzeldi , neden olmasın , bir tane ile yetindim ben de, sahile inmeden biraz soluklanmış oldum hem ,
arabalar vızır vızır akşam dönüşü cadde kalabalık , bir yere oturunca hissettim yorgunluğumu , aslında bu gönül yorgunluğumun ağırlığıydı ,iyi ki öğrencilerime rastladım , gençlerimiz hep aynı şimdikinin lise çağı gençleri çok seri ve zeki , çocuklar birbirine çok benziyorlar , benimle oturmayı isteyince hiç kaçırır mıyım , hem istedikleri konuları konuşuyor konuşuyordum , hem de istemediklerini , farkında olmadan yine bir yığın öğütler sıraladım ,fark ettiğimde geç kalmıştım kim bilir nasıl sıkıcı kaçmıştır akşamın bu yorgun saatinde , neleri mi konuşmuştum ..arkadaş seçimlerindeki seçicilikten , arkadaşlık sınır kurallarına uymaya kadar , derslerdeki davranış güzellikleri ve disiplinlerinden , kılık kıyafet düzenlerine kadar bir bir sıralamıştım , gençler benim onca yüksek kalite bilgi düzeyi donanımı konuşmalarımı bırakıp hangi takımı tuttuğumu sordular..))) yaa onca söz – kelam ettik neticeye bak..doğrusu hoşuma da gitti gençlerin nereye kadar sabırlı oldukları ve bana izin verecekleri sınırı kendileri belirlemiş oldular , hoca yeter bi selam verdik borçlu çıktık der gibi ağır abi konuşmamın hızını kestiler kibarca , .. az sonra da öğrenciler veda etti ayrıldılar , ben de kalktım biraz daha yürüdüm sahilin başka bir güzel yerine gelmiştim , boş yer çok sakindi yağışlı hava insanları kaçırtmış olmalı diye düşündüm,oysa tam benim istediğim ortam..yağışın serinliği toprağın kokusu denizin iyotu, suyun solgun maviliği , iskelelerin kalabalığı , martıların beyazlar giyinmiş birer gelin gibi gökte dans edişleri ve görünen tablonun hepsi apayrı duygu...gün suya girinceye kadar şiir gibi yazılan hissedilen bir zaman dilimi harikaydı , çoğu zaman istediğim gibi gelmeyen çay bu kez güzel demlenmiş olarak gelmişti , belki bundandı uzun oturuşum sahilde bir çınar altında , yağmurun bana hissettirdikleri yaşattığı zengin duygularla ezanların okunmasını bekliyordum ,yağmur dinmemişti ama rahatsız da etmiyordu , en sevdiğim havalardır bu yağışlı buğulu gökyüzü , çiselesin yağmur duygularım coşar konuşur ruhum tükenmez bir huzur bulur..

13 . 11.2020 / çengelköy

( Konuşmak başlıklı yazı cirik tarafından 8/26/2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.