....tarla dörmenin de bir güzel tarafı olurdu ,tarlanın bir ucundan başlanılır gayet düzgün ve temiz şekilde baran çıkılırdı(tarlanın öbür ucuna), harman zamanı geldiğinde köyümüzün güzel insanları yakın uzak tarlalarına çoluk çocuk seferber olur kamp hayatı gibi kendilerini aralıksız işlerine verirdi, işte rahmetli Süleyman dedem tarla dörülme zamanı gelmiş tarlanın köye en uzağından işe koyulurdu ve biz torunlar dahil o yaz kim varsa evde seferber olunurdu , özellikle ekin dörme zamanını geçirmezdik köye gelişlerimizi ve zamanında gelirdik iki gün sonra başakların olgunlaştığı buğday tarlasına giderdik, elle veya orak ile ya da tırpan ile bu işlemler yapılırdı , bizde orak vardı ve ellerimiz , zamanla ellerimizde acı sızı yaralar oluşurdu özellikle serçe parmaklarımız , dedem bu halimize bakar gülümserdi ve kendi serçe parmağını gösterirdi bezle sarılı olduğunu gösterir tedbirli olmamızı isterdi , bundan sonra küçük serçe parmaklarımız sarılı olduğu halde ekinleri elimizle dörmeye başladık , dedem cigara molasından sonra bismillah dörme işine koyulurdu bunu öyle güzel yapardı ki onu seyretmekten kendimi alamazdım ,ya çömelerek dörme işine girişir ya da iki kat olmuş gövdesi ile baran bitinceye kadar ara vermezdi sanki bir cetvelle çizilmiş gibi  ekini dördüğü hat insanı hayran bırakırdı ne elinde bir cetvel taşırdı ne de ip çekerdi öylesine düzgünce giderdi tarlanın diğer ucuna kadar , dedemin bu çalışkanlığı pratik olarak işine sabırla yapışması beni her zaman etkilemiştir, cigara molası verirdi ağaç gölgesine çekilir sırtını ağaca dayar tabakasından çıkardığı zar gibi ince kağıda tütün dizerdi , ve final kısmı dilinin ucu ile ıslatmaktı , ince zar gibi olan cigara kağıdını sarıp sarmalar diliyle de yapıştırırdı ve artık iş çakmağa kalmıştır o klasik mütevazi çakmağını çıkarır tek hamlede çakardı ve sigarasını da son kertesine kadar içerdi, hey güzel insan dedem bu hali seyirlik bir fotoğraf gibi olurdu, ben bu yaz günlerinin bu baş edilmez ağır yorgunca işlerin içinde sürüklenmekten her zaman mutlu oldum hiç yan çizmedim kaçmadım aksine kent hayatının alışkanlıklarının ötesinde değişik hoş ve farklı oluşu ile severek katılırdım, tarla dörmek ,şahra taşımak ,düven sürmek ,harman makinasının kolunu çevirmek ,hararlara saman basmak su kabakları ile kah Hakko çeşmesinden kah Cirik çeşmesinden su taşımak ,ayranlı çorbaları hargda soğutmak, akşam olunca sürü-davar önlerine çıkmak..vb , uzayıp giden o yaz günlerindeki köy günleri adeta bir film gibi yaşanırdı ,serüveni bol muhteşem renkleri ile sosyal ilişkileri güçlü köyümü ve o beldelerdeki çalışkan insanları her zaman sevdim her zaman hatırladım her zaman takdir ettim , keşke bir zaman makinası olsaydı da seyredebilseydik yaşanılanları demeden geçemiyorum , o güzel mutlu huzurlu günler içinde olmayı istiyor gibi hatırladıkça heyecan duyarım , bir duygu fırtınası yaşamadan edemiyorum aklıma geldikçe...


11.04.2021
Mustafa kaya
( Tarla Dörmek-ekin Biçmek başlıklı yazı cirik tarafından 15.04.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.