…..pamuk babam benim, günler değil haftalar geçti, İstanbul çok geride kaldı çok uzaklardayım çünkü , iyi ki tuttuğum ev geniş ,kendimi eve hapsettiğim günlerde canım sıkılmıyor ,şu cep telefonu çıkalı her şeyi daha hızlı ve çabuk halletmeyi,her şeye daha ulaşılır görmek güzel,ama bir yerlerde bir yarım kalmışlık var bir eksiklik var gibi hissediyorum,o kadar dertleşeceğim konular var ki babacığım yeri geldikçe yazarım,burada her geçen gün daha çok insanla karşılaşıyor daha çok insan kişilikleri ile tecrübeler kazanıyorum,bu güzel ülkemin havasını koklamak ve nimetlerinden yararlanmak yanında onu üzen her şeye karşı da duyarlıyım, vaktimin çok olması bana çocuk alışkanlıklar veya en olmadık istekleri akla getirtiyor ,mesela bir masal dinlemek isterdim mustii , hani çocukken zeyneb’e anlatıyordun ya..!! ne güzel taklitler yaparak ve çocuk gözleri merakla açtırarak ve hiç unutulmaz izler bırakarak,işte ben de şimdi öyle bir şey istiyorum senden masal dinlemek,gelecek mektubunda bana bir masal anlat olur mu ? bak istersen sana bazı notlar vereyim,mesela bir martı , aramızda geçecek konuşmaları anlatsın ,içinde bulutsuz gökyüzü altında bir vapur iskeleye yanaşsın , bilirim boğaz trafiğini iskele ve vapurlar ve martılarla uçuşan istanbul olsun, AVM’lerden ,cadde’den,tarabya,moda ,hidiv kasrı,fethi paşa korusu ,paşa limanı ..vb, neyse sen bilirsin işini ve nasıl bir masal anlatacağını da , yani içinde İstanbul olmayan bir masal anlatacaksın ,merak etme hayal kırıklığı yaşamayacağım ,şu satırları yazarken bile sen uzaklardasın ama hemen yanı başımdaymışsın gibi hissettiğimi bilmeni isterim musti..,her ne kadar arada bir bana haksızlıkların oluyordu ve senin yüzünden ağlıyordum daha doğrusu ağlatıyordun beni hiç yoktan ,hatta seni üzmek için ben de sana hak etmediğin sözleri söylüyordum ,oysa şimdi her şey değişti ve meğer aile bağları öyle kolay kolay eskimiyor ,kopmuyor ve aksine daha güçlü devam ediyor bu yaban ellerde bu yalnız uzun günlerde ailesiz çok yalnızım ,inşallah bir fırsatını bulup geldiğimde birkaç günlüğüne hasret gideririz ,şimdi beklemekteyim babacığım ,beklemek .. beklemek..hayat beklemektir diye senin bir sözün vardı,gerçekten bu ne güzel sancılı zor bir süreçtir böyle ve nasıl geçireceğim günleri, evet beklemek,umutların yeşermesini..yarının gelmesini..bir tebessümü..güneşin çıkmasını..yolcunun gelmesini..müjdeli bir haberi..işte hayatın içinde ne varsa ,en önemlisi yeniden sevdiklerimle olabilmek için o gelecek günü beklemek,ve bu bana öyle bir haz ve heyecan veriyor ki şaşılacak derecede kimsenin kabullenemediği melankolik bir hal alıyor bazen, biliyor musun babacık ? bu hafta sonu misafirim var bugünden temizlik işlerine girdim yoruldum ve onca işten sonra hiçbir şey yapmamışım gibi gördüm ortalığı ,Pazar sabahı kahvaltıya alacağım misafirlerimi , misafirim iki çocuklu bir anne öğretmen , son derece zarif cömert paylaşımcı bir hanımefendi dost, geçen günlerde ben de sabah kahvaltısı için ona gitmiştim,ne kadar güzel insanlar ve çocukların sevimlilikleri yüz güzelliklerine vurmuş,kendimi yıllarca içlerinde hissettiğim güzel insanlar , evet babacığım geçen gün demek ızgara mevsimini açtın , (sezonu mu demeliydim ), dur tahmin edeyim , bahçeyi dolaşıp kuru dallar topladın hatta kozalak bile buldun , sonra başarılı bir şekilde ateşi yaktın ve kıvama gelen közde patlıcanları hallettin sonra sırayla kanat, but ve şiş,…vb, Allah ne verdiyse , tabi hatta kendini tutamayıp ızgara üzerine koyduğun tavuk butların lezzet seviyesini standart kalitesini bile gerçekleştirmişsindir , demek yağmur da çiseliyordu hem yağmura rağmen öyle mi ? peki babacığım , alacağım olsun bunları yazarak canımı taa buralardan çektirdin,gelince beni ağırla o zaman hem en iyi şekilde görelim,öyle tavukla filan geçiştirme sen anladın benim lezzet işaretimi, babacığım bugün de bu kadarcık sonuna geldim yazacaklarımın ancak gözüme ilişen şu Gurbet şiirinin birkaç satırını çok beğendim sana göndereyim kendi duygularım olarak :
Gurbet
bilmem nasıl anlatılır
bir hazan yaprağı gibi
çok uzaklara gelmek.
sıkıntıların korkularıyla
yerlerde sürünmek.
kan damlayan,
acılı gecelerim oldu
gözyaşı ile uyuduğum geceler
şaşkınım
ruh tarlam susuz
yabanda gördüm,
neymiş kahır.
hayatımın zorlu yılları
başladı
her nefes alış verişim hasret
her günü acı gurbet…
……………………………………………………şiir uzayıp gidiyor ama beni tam anlatmıyor musti fazla dram var ,artık bir önemi de yok çünkü tam olarak buraya yerleştim ve durumlara hakimim merak etme , ayrıca yalnız hiç değilim her şey kontrol altında,hadi Allah’a emanet ol senin annemin ellerinden öpüyorum , yeni şiir kitabın hazır mı haberim olacak di mi , ihtiyar delikanlı babam…)))))


14.03.2015
Mustafa kaya


NOT : Mardin'de öğretmenlik mesleğine başlayan kızıma onun duygularından hareketle kendime yazdığım kızımdan mektuplar serisi.
( Mektup-11 başlıklı yazı cirik tarafından 1/4/2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.