1
Bir Şiir” Beklerken
Yarınları” Muhabbetle Bir Varış.
Bir renkse ilham
Aşksa pervasızca
yüreğe tırmanan
Ne sandık dolusu
kelam
Ne de havada
asılı selam
Elbet vardır
karşılığı hüzün yüklü günlerin
Dinginse ruh ne
ala.
Aşka biat yanan
bir ateşse
Düşmedi gitti
yakamızdan hasret
Bil mukabele
demenin verdiği eziyet
Acılar durağında
hazır ol ’da beklerken yarınları.
Yıldız
Gülüm Çamlısoy
Bugün Yıldız kardeşimin her zaman
okumaktan zevk aldığım, mana duygu his dolu şiirinden bir parça ile muhabbetle
bir varış noktası olan sizlerin gönlünde gezintiye çıkacağım. Kardeşimin tam
şiirini alarak yazsam sayfalar tutar, bu arada kardeşimin mısrasın da ki “Düşmedi
yakamızda hasret” mısrası bana üstat Hüseyin Nihat Atsızın şiirinden bir
dörtlüğü hatırlattı aradım buldum, kardeşimin şiiri ile harmanladım, düşler
hisler dünyasında ben gezintiye çıktım, şimdi sizlerde benimle beraber çıkınız.
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi
alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla
tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç
alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla
tutuştu.
Üstat Hüseyin Nihat Atsız ne güzel
söylemiş hasreti, insanı hasret yakar göremediğimiz gözüyle, yanardağ gibi
yakan alevleriyle, hasret özlemin habercisidir biliriz bizler insanı gönlü
hakkı bilenler, kaçar mı alevden gelen alev haktansa hasret yaksa da öldürmez
pişirir olgunlaştırır aleviyle. İşte bizde bunu bildik biz istedik haktan
gelense hasret yaksın gönderen hak Mevla acıtmaz yakmaz bildiğimiz alevde, tatlı
tatlı ham pişirir pişirir ham olanı olgunlaştırır güçlü yapar, özlemin zevkini
tattırır hasretin içinde…Kardeşimin şiiri ile devam edelim.
Bir renkse ilham
Aşksa pervasızca
yüreğe tırmanan
Ne sandık dolusu
kelam
Ne de havada
asılı selam
Elbet vardır
karşılığı hüzün yüklü günlerin
Dinginse ruh ne
ala.
Aşka biat yanan
bir ateşse
Düşmedi gitti
yakamızdan hasret
Bil mukabele
demenin verdiği eziyet
Acılar durağında
hazır ol ’da beklerken yarınları.
Bir renkse ilham, bence insanların
gönlüdür oda ya mavidir ya da pembe, konunca aşk gönüle pervasızca, yani korkmadan
çekinmeden yüreğe coşkuyu hisleri sevmeyi hakkı yükleyerek, basamak basamak
gönül merdiveninde tırmandırandır, buluşturandır aşk. Ne sandık dolu bir kelam
ve sözdür aşk, ne de havada bazen söylenince alınmayan asılı kalan selam
gibidir aşk, o geldi mi gönlü tarumar eder, içinde ne varsa dışarıya atar, akıl
balataları sıyırır motor su kaynatır, göstergeler ibresini yönünü şaşırır kalır,
âmâ bu tatlıdır öylesine yıkıcı değil, yıkarken saraylar kurdurarak onarandır. Elbet
te karşılığı vardır hüzünle yüklü günlerin mükafatı, O Mevla’dan gelmiştir
boşuna gelmemiştir çeken içinde olan bilir anlatılamaz. Dinginse ruh ne ala,
elbette gönüldeki aşkın ışıltısı parıltısı ile ruh mest olur, sevdikçe coşar
koşar… Aşka biat eden yanı tanıyan onu kabul eden kimden geldiğini bilerek
yanan bir ateşse aşk pişirendir olgunlaştırandır aşk diyen kardeşim, duygu ve
hisleri sözlerin hecelerin arasına saklamış. Bu konuda çok ustadır okuyunca
mest olurum, okumanın zevkine varırım. Düşmedi gitti yakamızda hasret” yukarıda
üstadın şiiriyle anlattım zaten. İşte bil mukabele yani karşılık olarak ben de
size de sizlere de. Birinin söylediği söze karşılık söylenen
"ben de size de, sizlere de böyle biliyorsunuz verdiği
eziyet zevktir. Acılar durağında hazır ol ‘da bekle yarınları, yani hasret
içinde sevince, hasret kalmayan sevincin değerini bilmez, kaybetmeyen ondan bir
süre ayrı kalmayan değerini bilmez, değerini bildiği anda onu bulur ve bir daha
bırakmaz diyor kardeşim, gizli şifrelerle. Bende bu duyguları uyandırdı birkaç satır
yazdım, başka duygular duyanda hissedende olabilir, yorumla yazarsa okuruz
kardeşlerim. Gülüm kardeşime teşekkürler ederim bir solukta okutarak bir
solukta bu güzel duygular içinde eseri ile gezdirdiği için teşekkürler ederim, iyi
ki aramızda iyi ki edebiyat ve edebiyat evi dostları ve dostlukları var herkese
selamlar sunarak noktalayayım, selamlarımla.
Mehmet Aluç