Bir düş salıncağında sallanıyorum,
tebessüm ektiğim çimende saklı gizemi ismimin ya da bir çiçek tarhında açmayı
bekleyen bir Gül’üm: içimde didiklediğim iklimler var ve horoz şekeri beni
kümeste bekleyen.
Bir düş ’ün tarhında sırra kadem
basan ömrün
Hayaletleri ile iç içeyim
Şeffaf yüreğimde gözüken sevgim ve
hüznüm
Katsayısı ölüm olan bir hayatın dilekçesi
Hala sunamadığım kadere
İflas edendir hayallerim
İfası güç
İbrazı yakın
İhmal ettiğim o çocuk parkı aklımın
takılı
Kaldığı Moda çay bahçesinde
Kaç bin gün geçtiyse üzerinden
çocukluğumun
Aklımın katlarında saklı balkonu
belki
Münzevi yüreğimde
Hararetle sevdiklerimi
Diri diri gömmenin nezdinde.
Balçığa düşen künyem
Esefle seslenen kimse saklı dünün
haznesinde
Kat çıkmaksa ömre
Ah, eremedim gitti hidayete.
Makul bir kul olmadım işte
Müzmin bir hayalperest
Gerçeklerle dokuduğum şiir gibi
Öznem kayıp
Gözlerim aralık
Özlem yüklü bir tevafuk:
Kendime rastladığım bir şiirden
Firar eden imla hatası yüklü bir
sırrın
Kabzasında saklı dünün hatırası.
Bir rozetse kalem
Bir redifse iç sesim.
Bir nüansta saklı söylemek istediğim
Ne ise ayracı dünün
Hükmederken günün
Kalesidir illa ki kalemin fethettiği
Sevecen bir gülümsemeden ötesi
Saygılı bir kelamda saklı tuttuğum
nazarı itibarı
Elem köşkünde bir peri gibi
salındığım
Günbegün düşen yüzümde ince ayar
yaptığım
Bir gülücüğün öncesi
Elbet sevilmekle eş değerdir
yazdıklarımın güncesi.
Matem ve mahrem iklim…
Bir Haziran gecesi dünyaya gözümü
açtığım
Ne kılığım ne kıyafetim
Devasa bir hayalse sürüklendiğim
Hayatın hatırına sızım sızım
sızlandığım
Daha ne mi kaldı?
Hala vakur hala etken hala sür-git
neşem
Bazen yarıda sönen coşkum
Lakin sevgiyle deştiğim her gün her
yürek
Hoyrat dikenlerim ve ben
Nazenin yüreğim ve hazan misali solan
çiçeklerim
İhbarımdır kendimi.
Hala sevebildiğim yazgımla baki
Yanılsam da milyon kere
Sevgidir ömrümün perçemi
Layığı ile yaşamanın tadı çıkar illa
ki
Dik başım dik duruşum
Solsa bile yapraklarım
Hala sadığım köküme
Sezilerimle salındığım ömrün ikbali…