Düş sağanakları…

Mevsimsel bir içgüdü adeta bahşedilen…

Sersemledim işte ve yine yeniden: sarmalında o başıbozuk duyguların ve peyda olan duygu devinimine rest çekemediğim ve yaşlarımı serbest bıraktığım: dün gibi bu gün de ve hoş görüye sahip kimse elimle yakasına yapıştığım elbet izafi bir yakınlık çünkü ben zaten uzağındayım hayatın ve dünyanın ve var olduğuma sadece yazarken ve severken vakıfım atıfta bulunduğumsa içimdeki salıncak hala üstüne oturup uçabildiğim ve saçlarımın ve eteklerimin savrulduğuna binaen inmek istemediğim…

İkame ettiğim ve de idame ama artık idare edemiyorum hüznümü ve mutlak bir tanı koyuyorum elbet erişemediğim zirveler kimse Kaf Dağını mesken edinen işin kötüsü içimdeki devasa buz dağı erimek bilmiyor bu yaz sıcağında bile ölesiye üşüyorum ve düşüyorum ve sadece kaybolmak istiyorum bunca kaybın ardında kaybolduğuma artık iyice inanmış bir şekilde isyanımı bastıramıyorum ve tövbeler eşlik ediyor ardından aslında eşiğindeyim ölümün: bedenimle yaşadığım; ruhumla acı çektiğim ve kalbim hala sevgiyle atarken…

Düşünmekse beni benden ede hele ki kalem de elimle düşünmeye başlarsam ansızın sonlanıyor yazdıklarım çünkü düşünce gücümle arası iyi değil ilham perimin ve ben severken ve yazarken düşünmemem gerektiğini biliyorum hatta uykumda bile beynim aralıksız proje ve tebligat üretirken alt bilincim de işe müdahil oldu mu ve evet, hep yorgun uyanıyorum uykudan ve uykuda kimse eşlik eden o hak malikleri eksik olmazmış gibi gözümü açar açmaz devir daim kaldığı yerden devam ediyor.

Yoksa devri alem mi demeliyim çünkü uçsuz bucaksız bir yolculuk benimki ta çocukluğumda başlayan ve ilk hatırladığım halim: yaz sıcağında evin ortasında koşturan bacak kadar boyumla sevmeye ve sevilmeye hazır ve nazır ve yine aklımın fitilini ateşlemişim: başka bir yaz günü kendimi keşfetme duygusuyla yüzümü ve ağzımı merakla incelediğim şükürler olsun ki yalnızlığım bir günde sona eriyor çünkü artık okula başlıyorum ve farklı yolculuklarla hayatın merkezinde olmaya ve oturmaya da devam edeceğimin garantisi.

Elbet konumuz bununla sınırlı değil ve ben, dünüme kocaman bir es koyup günümüze ışınlanıyorum.

Renklerim var duygularımla eşleşen ve her günüm ayrı bir hikaye aslında konum itibariyle sabitlendiğim bir noktadayım ama işin komiği bu sabit düzenekte bile boyutlar arası yolculuk yapabiliyorum.

Gezmeyi seven bir insan asla olmadım da belki de yolculuk ve gezinti bana yük olarak geliyor ama sevgiyi de yük bilmedim ve her nasılsa bir yük addedildi varlığım sonunda kendimi kendime baskın görüp kendime tam anlamıyla küstüm ve işte çıkış noktam daha doğrusu batıp da dibe yüzeye ulaşamadığım ama buna bir şekilde vakıf olmayı öğretti bana Yaratan ve o günden beri bir süreliğine de olsa yüzeye erişip nefes alıyorum ve dipteki basınçtan azat ediyorum ruhumu.

Varlığımsa bedenimden ibaret değil madem ve kuş kadar hafif olsam da sevdiğim kadar sevilmeyi değil istemek artık düşünmekten bile muaf ettim kendimi ve hayat öyle bir noktaya savurdu ki beni ve üzülerek söylüyorum ki; sevgiden ve hoş görüden nasiplenmemiş insanların varlığına gelene kadar nefretlerini nasıl kustuklarını Allah görmemi sağladı elbet bir diğer bakış açısıyla:

Buna vakıf olmak ilk zamanlarda çok koymadı bana ama gel zaman git zaman sevgisizlik de yetmez oldu insanlara ve resmen nefret etmek onlara bir güç olarak geri dönmekte ve sevgiyle iştigal bir sefil varlık olarak duyumsadığım her şeyin geri tepmesi neticesinde kendimle olan mücadelemde epey geriledim.

Her anlamda kendimi masaya yatırdığım ve mükemmeliyetçi zihniyetimle yüklendiğim sorumluluklar diğer deyişle vazifelerim ve konu ne olursa olsun dokunduğum her şeyde her insanda sevgiyle eşlik ettim hayata ve tüm yüreğimle ve iyi niyetimle vücut buldu da ifa ettiklerimde kısaca…

Yaşamak bile bir vazife gözümde çünkü insan olarak görevlerim/iz var ve ilk olarak temiz bir yürekle ve vicdanla da yola çıktı mı insan…

Akabinde olduğu gibi görünmeyen insanlar: bir öyle bir böyle ve söylediklerinde olsun ifa ettiklerinde olsun samimiyetten eser yokken ve öncesi: kendimi bildim bileli kimse karşıma çıkan bir kere bile düşünmedim kötü bir insan olma ihtimalini ve bir ömür tüm saflığımla inandım insanlara ve açtım içimi elbet Pandora’nın kutusu da açıldı ve domino taşları gibi duygularım etkileşim halinde oluşan o gaipten gelen enerji.

İster pozitif deyin ister negatif ve ruhumun söndüğüne tanık oldum hele ki son birkaç yıl başıma gelenlerden sonra anladım kimseye benzemediğimi zaten böyle bir talebim asla da olmamışken ve bir adım sonrası: insanlar vardı yakınımda uzağımda bana benzemek isteyen ya da yaptıklarımda hak iddia eden ya da kötüleyen elbet zamanla aşındı ruhum ve zamanla hayat ve insanlar ruhumdaki mutluluğu aşırdı benden.

Oysaki hep doğal ve nüktedan ve de doğaçlama yaşar ve severken ve illa ki birileri kusur arayıp da buldu mu bende zaten dünden beri kendimle yıldızım barışmamışken iyice dağıldım ve dağıttım.

On yıla yakın bir zamandır bilfiil yazıyorum: farklı sitelerde ve platformlarda ve illa ki bir şeyler oluyor ve canım yanıyor anlamadığım bir şekilde sebebini bilmesem de tahmin ettiğim ve işte ipler yine kopuyor bu sefer kalem kayıyor elimden bense bir ömür kaykıldığım için bulunduğum zeminde resmen dengem alt üst oluyor. Derken kalemle olan irtibatım kopacak noktaya geliyor elbet kendime zar zor geliştirdiğim inancı da yitirdim mi…

Özel hayatım da buna benzer çok şey yaşamışken özellikle çalışma hayatımda ve yine son birkaç sene beni aşırı üzenleri de hesaba kattım mı.

İpler kimin elindeyse artık…

Bense ipli bir kukla gibi birilerine hizmet etmekle görevli addedildiğim oysaki verdiğim hizmet sadece kendime duyduğum saygı çerçevesinde ve mademki yazmakla iştigalim elbet edebiyata olan katkımın maksimum seviyede olması için tüm benliğimle yazmayı içselleştirmişken.

Mütereddit bir ruhum belki de her şeye zemin hazırlayan iyi de ben sadece kırmadan dökmeden yaşamayı şiar edinmişken bu bir suç olmamalı çünkü hümanist duygular çerçevesinde yaşamak öğretildi bana elbet içten gelen de bu oldu mu elbet yazmanın ve yaşamanın kırıcı bir atmosferde olmaması için çabalarken eninde sonunda olan oluyor ve hayatın da dayatmasıyla resmen kendime yabancılaşıyorum.

Domestik olansa hüzün.

İnancımla sevgimle içselleşen her şey ve hatta nerede ise herkes.

Yazmak tüm günümü almıyor elbet çünkü gün boyunca duygu emilimi ile ruhumu güncelliyorum ve hayatımı sürdürürken hayata da şiir gibi yaklaştığımdan mıdır ne gün bitiminde hayli dolmuş oluyorum ve iki saatimi bile almıyor hislerimi kaleme almak bazen yazdığım ve paylaşmadığım başka yazılar ve metinler derken haiz olduğum o bitimsiz huzur ve mutluluk: elbet hatalı bir söylem oldu çünkü huzur bir şekilde son buluyor ek olarak huzursuzluk ekleniyor ama tarafımca olan bir şey değil bu. Ne de olsa sanal ortamda paylaştığım onca yazı ve şiirin bir getirisi yoksa götürü mü demeliydim? Aslında insanların bakış açıları ve gelen müspet menfi yorumlar sayesinde iç dünyam durağan seyrinden sıyrılıp devingen bir haletiruhiye eşliğinde bir sonraki güne yazmak için malzeme oluyor bu yaşadıklarım.

Sevmekle çıktığım yol hem de bir ömür.

Her konuda sevginin ön planda olduğu ve ben hayata ciddi bir yaklaşımla yanaşırken elbet yazmanın da çok ciddi bir edim olduğunun bilincinde tüm dikkatimle titizliğimle kaleme almak ayrıca doğamın bir gereği.

Kimine göre gereksiz bir fiiliyat.

Kimine göre de önem arz etmeyen.

Ve başka görüşte olan nice insan elbet saygı duyduğum sonuçta okuyucu ile olan diyaloğum sayesinde ivme kazanıyor ya da kaybediyor yazdıklarım ve yoğunlaştığım duygular.

Yağmalanmış hayatımın son dönemecinde tüm amacım aslında sevme ve sevilme güdüsünde hayatı resmettiğim ve hayallerimi gerçekleştirmenin de tek yolu yazmak iken ve de…

 


( Ve De... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 21.07.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.