Hangi düş’ün renginde saklıdır
mimozalar, söyle?
Hangi frekanstır mutluluğun içli
cızırtısı?
Tıpkı ızgarada cızırdayan köfte gibi
Ah, seni köftehor
Yakut gözlerinden tanırım seni
Ah, bir de iç çekişinden
Bir içine çekersin ki beni;
Avuçladığın leblebi tozu
Savurduğun gözyaşı
Savrulduğun ilkbahar sabahı
Savunmam yok benim ezelden
Zabıt tuttu memurlar
Zıpkın yemiş bir mevsim gibi
Kirimden de arındım bu sabah.
Gözlerinse içimi titreten
Sinemde saklısın sevgili ve siren
sesinde
Ölümden kaçan ambulansların ön
koltuğunda
Kaç defa gittim geldim ben:
Ah, sevdiklerimin uğruna tuttuğum
hastane nöbetleri
Şimdilerde yaşlı ve yaslıdır mazim ve
iç sesim
Ah, tapusu bendeydi bir zamanlar
mutluluğun
Sanki çok umurundaydı ahvalimin?
Eşref saatinde şiirlerin
Sustum ansızın
Bıçkın yüreğimle kondum sayfaya
Bir sayfiyede saklı şezlong gibi
Uzandım boylu boyunca sayfaya:
Yakansa tenimi aşk
Yaransa içimi şiir
Yerense şu hüzünlü yüreğimi
Sen ve senin gibiler.
Sevdalandığım gün gibi dün gibi
Semazen eteklerinde mevsimin
Koştuğum ve düştüğüm yer gibi
Ansızın da kalkıp doğrulduğum
Bir doğuramadım gitti kendimi
Devingen ruhumda metal yorgunluğu
Haletiruhiyemi ise sakın sorma.
Zaten sorsan da söylemem ki.
Ama şiirlerimden sor beni
şiirlerimden
Nasıl da mutlanır sözcüklerim
Sen dokunduğunda gözlerinle
Özlediğim çok mu belli, ha, söyle?
Söylemezsin bilirim
Fazla da üstelemem hem.
Hararetle gözlerim yolumu
Hısım akrabam da yok benim
Sadece sen ve kalemim
Ah, bir de bitimsiz gece nöbetlerim.
Bilmezler şehrin sevdalısı olduğumu
Sormazlar da gelip yakınıma:
Olsun, be sevgili olsun
Ben hep sevmedim mi usulca ve
uzaktan.
Zemheri olduğuma inanma
İçim sıcaktır nasıl hem de
Yoksa erir miydim durduk yere?
Eremediğim nihayet
Basireti bağlıymış yüreğimin
Mutlandığım tek zamansa seni düşündüğüm
kadar.
Yazmam da bir servet
Yazgıma yenik düştüm:
Başım gözüm üstüne
Sen görmezden gel yine beni
Tınısı ve tanısı ise ömrümün
Bir sakatat gibi serildiğim tezgâh
Yağlı kâğıdında kaderin
Yağmalandığım aşikâr
Zanların tutuşturduğu yüreğim
Durduk yere şiirlerim olmazdı yoksa
mealim.
Mizacım ve marazi efkârım
Dikkat et yanmasın gözlerin
Her diktiğinde üstüme ve sözcüklerime
Kaçıştığıma da bakma
Zaten hep de görmezden gelmedin mi
sen beni?