MUSİBETLERİN SEBEBİ

 Mukaddime: 

Rahmân ve Rahîm olan Allâh’u Teâlâ’nın Adıyla…

Hamd, Allâh’a mahsustur. O’na hamd eder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüğünden O’na sığınırız. O’nun hidâyete erdirdiğini hiç kimse saptıramaz, saptırdığını ise hiç kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki, Allâh’tan başka ibâdete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Ve yine şehâdet ederim ki, Muhammed aleyhisselâm O’nun kulu ve Rasûlü’dür…

Bundan sonra:

Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

﴿ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ أَيْدِي النَّاسِ لِيُذِيقَهُمْ بَعْضَ الَّذِي عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ﴾

“İnsanların elleriyle kazandıkları (günahları) yüzünden, karada ve denizde fesat çıktı! Belki dönerler diye, (Allah) onlara, yaptıklarının bir kısmını tattırıyor!” (Rûm: 30/41)

Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

﴿...تُوبُوا إِلَى اللهِ جَمِيعًا أَيُّهَا الْمُؤْمِنُونَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ﴾

“Ey Mü’minler! Hep birlikte topluca Allah’a tevbe edin! Umulur ki, kurtuluşa eresiniz.” (Nûr: 24/31)

Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

﴿مُنِيبِينَ إِلَيْهِ وَاتَّقُوهُ وَأَقِيمُوا الصَّلاَةَ وَلاَ تَكُونُوا مِنَ الْمُشْرِكِينَ﴾

“Hepiniz Allah’a yönelin ve O’na karşı takva sahibi olup, korkun! Namazı kılın ve müşriklerden olmayın!” (Rûm: 30/31)

Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

﴿أَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَهَهُ هَوَاهُ أَفَأَنْتَ تَكُونُ عَلَيْهِ وَكِيلاً﴾

“Heva ve hevesini İlah edinen kimseyi gördün mü? Şimdi onun üzerine vekil sen mi olacaksın?” (Furkân: 25/43)

Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

﴿وَيَوْمَ يَعَضُّ الظَّالِمُ عَلَى يَدَيْهِ يَقُولُ يَا لَيْتَنِي اتَّخَذْتُ مَعَ الرَّسُولِ سَبِيلاً﴾

“O gün zâlim ellerini ısırıp şöyle der: Keşke ben Rasulle beraber bir yol edineydim!” (Furkân: 25/27)

Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

﴿إِنَّا أَنْزَلْنَا إِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ لِتَحْكُمَ بَيْنَ النَّاسِ بِمَا أَرَاكَ اللهُ وَلاَ تَكُنْ لِلْخَآئِنِينَ خَصِيمًا﴾

Kuşkusuz ki, biz sana Kitab’ı hak olarak indirdik ki, insanların arasında Allah’ın sana gösterdiği gibi hüküm veresin. Sakın hâinlerden taraf olma!” (Nisâ: 4/105)

Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

﴿لَقَدْ أَنْزَلْنَآ إِلَيْكُمْ كِتَابًا فِيهِ ذِكْرُكُمْ أَفَلاَ تَعْقِلُونَ﴾

“Andolsun ki, size içinde zikriniz bulunan (yani sizin şanınız ve şerefiniz onda olan) bir Kitab indirdik. Hâlâ akıl etmiyor musunuz!?” (Enbiyâ: 21/10)

عَنْ عَبْدِ اللهِ بْنِ عُمَرَ رَضِيَ اللهُ عَنْهُمَا؛ قَالَ: أَقْبَلَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ:


Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), bize doğru yönelerek şöyle buyurdu:

يَامَعْشَرَ الْمُهَاجِرِينَ! خَمْسٌ إِذَا ابْتُلِيتُمْ بِهِنَّ، وَأَعُوذُ بِاللهِ أَنْ تُدْرِكُوهُنَّ:

“Ey muhacirler topluluğu! Beş şeyle imtihan olduğunuz vakit, o beş şeye erişmenizden Allah’a sığınırım!

لَمْ تَظْهَرَ الْفَاحِشَةُ فِي قَوْمٍ قَطُّ، حَتَّى يُعْلِنُوا بِهَا، إِلاَّ فَشَا فِيهِمُ الطَّاعُونُ وَالْأَوْجَاعُ الَّتِي لَمْ تَكُنْ مَضَتْ فِي أَسْلاَفِهِمُ الَّذِينَ مَضَوْا.

1) Herhangi bir toplum, içerisinde, fuhşiyat (zina) zahir olur da hatta onlar onu aleni hale getirirlerse, mutlaka onların arasında veba ve geçmiş kavimlerde emsali görülmemiş (AİDS) hastalıklar ve dertler yayılır!

وَلَمْ يَنْقَصُوا الْمِكْيَالَ، وَالْمِيزَانَ، إِلاَّ أُخِذُوا بِالسِّنِينَ، وَشِدَّةِ الْمَئُونَةِ، وَجَوْرِ السُّلْطَانِ عَلَيْهِمْ.

2) Herhangi bir toplum, ölçü ve tartıyı noksanlaştırdığında, mutlaka kıtlık, şiddetli geçim sıkıntısı ve devlet idarecilerinin zulmü ile muaheze olunurlar!

وَلَمْ يَمْنَعُوا زَكَاةَ أَمْوَالِهِمْ، إِلاَّ مُنِعُوا الْقَطْرَ مِنَ السَّمَاءِ، وَلَوْلاَ الْبَهَائِمُ لَمْ يُمْطَرُوا.

3) Herhangi bir toplum, mallarının zekâtını vermediğinde, mutlaka gökten yağmurları engellenir. Eğer hayvanlar olmasaydı kendilerine yağmur yağdırılmazdı!

وَلَمْ يَنْقُضُوا عَهْدَ اللهِ، وَعَهْدَ رَسُوِلِهِ، إِلاَّ سَلَّطَ اللهُ عَلَيْهِمْ عَدُوًّا مِنْ غَيْرِهِمْ، فَأَخَذُوا بَعْضَ مَا فِي أَيْدِيِهمْ.

4) Herhangi bir toplum, Allah’ın ahdini ve Rasulünün ahdini bozarsa, mutlaka Allah onların üzerine, kendilerinden başka bir düşman musallat eder de düşmanları, onların ellerinde bulunan şeylerin (nimetlerin) bazısını alır!

وَمَا لَمْ تَحْكُمْ أَئِمَّتُهُمْ بِكِتَابِ اللهِ، وَيَتَخَيَّرُوا مِمَّا أَنْزَلَ اللهُ، إِلاَّ جَعَلَ اللهُ بَأْسَهُمْ بَيْنَهُمْ.

5) Herhangi bir toplumun imamları, (devlet idarecileri) Allah’ın Kitabı ile hükmetmez ve Allah’ın indirdiği hükümlerde muhayyerlik varmış gibi hareket ederse, muhakkak ki Allah sıkıntılarını kendi aralarında yapar!”

1) Fuhşiyat açığa çıktığında,

2) Ölçü ve tartı noksanlaştırdığında,

3) Mallarının zekâtını vermediğinde,

4) Allah’ın ahdi ve Rasulünün ahdi bozulduğunda,

5) Allah’ın Kitabı ile hükmedilmez ve Allah’ın indirdiği hükümlerde muhayyerlik varmış gibi hareket edilirse.

(İbni Mace 4019, Beyhaki, Taberani, Tergib ve Terhib 2/207, Albani Silsiletu’l-Ehadîsi’s-Sahiha 106)

Hâtime:

Hamd âlemlerin rabbi olan Allâh’a mahsustur. Salât ve selâm yaratılmışların en hayırlısı Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’in, âlinin ve ashabının üzerine olsun.

Yardım ve başarı, izzet ve şeref Allâh’tandır.

O, her şeyin en iyisini bilendir.

Muvahhid Kullara Selâm Olsun.

Polat Akyol.

KAYNAK:

SAHİH HADİSLER

KUR'AN VE SAHİH SÜNNET

( Musibetlerin Sebebi başlıklı yazı Polat Akyol tarafından 6.08.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.