1
Evlilik
medeni bir hâldir. İnsanın yalnız yaşamaktan birlikte yaşamaya geçiş için
verdiği sözün hayatiyet bulduğu yeni bir dönemdir. Evlilikler genelde sevgi
üzerine kurulur. Birbirini seven insanlar, birlikte bir hayat süreceklerine
olan inançlarının sonunda resmi birlikteliği sağlayan nikahla bir aile
olurlar.
Burası önemli bir
husustur. Bir aile olmak beraberinde sorumluluğu, güveni, sadakati, sevgiyi,
saygıyı gerektirir.
Bu aşamada sevgi iki
tarafın özgür iradesinin farkındalığıyla alakalıdır. Bur tarafın iradesinin yok
sayıldığı ilişki türü bir nevi köleliktir.
Medeni insan, kendi
hak ve özgürlükleri kadar, eşinin de hak ve özgürlüklerine saygı duyan ve
onları destekleyen kişidir.
Günümüzde kadın
cinayetlerinin en önemli sebeplerinden birisinin temeli de burada
yatmaktadır.
Erkek kadını kölesi,
eşyası, malı yani iradesi olmayan her haliyle kendisine ait bir eşya gibi
görüyor ve onu kaybetmeyi içine sindiremiyor. Malının başkasının olmasını
kabullenemiyor.
Sevgi nasıl ki
doğmasına neden olan olayların sonucunda başlıyorsa, ölmesine neden olan
olayların sonucunda da biter. Ama patolojik ruh haline sahip mahluklar bunu bir
türlü içlerine sindiremiyor.
Evlilik nasıl ki
medeni bir olaysa boşanma da bir o kadar medenidir. Bunu kabullenmeyenler yoz,
kaba, barbar ve ilkel insanlardır. Bunların kravatlı, takım elbiseli, unvanlı,
şöhretli olmaları bir şey değiştirmez. Ruh hastasıdırlar. Bunun kadın ve erkek
olması da bir şey değiştirmez.
Evliliği köle edinme
ritüeli olarak görenler aslında sevdiğini değil kölesini, malını kaybetmenin
acısıyla onun başkasının olamayacağına kanaat getirerek, ya benimsin ya da kara
toprağın barbar repliğiyle sözde sevdiği kişiyi öldürmektedir.
Sevgi nedir? Sevgi
incitmemektir. Barbar insanlar ise sevgiyi tek taraflı incinmemek olarak
algılıyorlar. Kendileri incitebilir, kırabilir, acı verebilir, ihanet edebilir,
sorumsuz olabilir ama mesele kendilerinin incinmesi olunca
tahammül edemezler.
Evliliği
kaprislerimizin çekileceği, ihanetlerimizin hoş görüleceği,
sorumsuzluklarımızın tolere edileceği, kabalığımızın sonsuza kadar sabırla
karşılanacağı bir birliktelik olarak görüyorsak yanılıyoruz. Bunlar bir noktaya
kadar aile birlikteliğinin devamı, çocuk varsa onların sağ duyulu bir ortamda
yetişmesi için gereklidir.
Ancak üzerinde
durulması gereken önemli husus şudur; Çocuklar anne babanın boşandığı bir
ailede mi yoksa ne zaman birbirine zarar vereceği belli olmayan, sürekli
hakaret, kavga ve tartışmanın olduğu bir ortamda mı daha sağlıklı büyür.
Boşanmayı da evlilik
gibi medeni bir olgu olarak gören yetişkinler ayrılsa da çocuklarıyla belli
zamanlarda birlikte vakit geçirip sevgi ve saygı eksenli ilişkiye devam
edebilirler. Ama boşanmamak için direnen, diğer tarafın sevgisinin bitmesini
bir türlü içine sindiremeyen zavallı ruh hastası hem kendisine hem eşine
hem de çocuklarına zarar verecektir.
Medeni olmayan barbar
insan mantığıyla değil salt duygusuyla hareket ettiği için kendisinin katil,
eşinin ölü, çocuklarının sahipsiz ve yetim kalmasına neden olacak bir ahmaklığa
yönelir.
Medeni insanlar
yıpranan evliliğin onarılması için adım atar ve bunu sağlamaya çalışır. Bu asla
tek taraflı olmaz. Bir adım erkek atıyorsa bir adım kadın, bir adım kadın
atıyorsa bir adım erkek atmalıdır.
Ancak dediğim dedik
çaldığım düdük hesabı atılan adımları umursamayan ve kendisinin yanlışlarına,
kaprislerine sonsuza kadar tahammül bekleyen taraf terk edilmeyi hak ediyor
demektir. Bunun sonucu ise yine medeni bir olgu olan boşanmadır. İste bu aşama
kişinin medeni mi barbar mı olduğunu gösteren turnusol kağıdıdır.
Sağlıklı bir aileye ne
zaman sahip oluruz?
Sorumluluklarımızın
farkında olduğumuz kadar sorumluluklarımızı yerine getirdiğimizde.
Seyit Ahmet Uzun