Ey Muhterem Yalnızlığım...




Bir düş iklimi: düşlemsel bir eksen içine düşülesi mevsimin gideri güttüğü kadar ömrü güdülerin yitip gittiği bir zemheri.

 

 

 

 

Telaşla yaşarken ve örerken hayalleri

Gerçeklerin sihrinde şehla gözlerinde günün

Geceye damga vuran değil mi ki hüzün…

 

Ey, muhterem yalnızlığım:

Sensin sen:

En tezat iklim

Ruhumun duvarlarından sızar gülüşün

Zemheride asılı bir resim gibi

Recim edilen özlemim

Öznemle varım ben

 

Özgüvenim taşkın ve şaşkın

Bir gün batımında solan hevesi

Semiren hüzün

Şahikası ömrün

İçgüdüsel bir haykırış

Solan tebessümlerdeki o bekleyişim

İmge tezgâhından

Arakladığım bir sözcük

İnzivada ömür ihbarı ölümün

Kıyama her durduğumda

Yanar yüreğim

 

Aşkın ateşinde

Közünde sevginin

Kordan bir lahit

Belki bir lanet

Üstün körü yaşayanlara delalet

Bu insanlığa ve sevgiye duyduğum hasret

 

Meali yok yine varlığın

Seken yüreğimden sarkıttığım

Gelişigüzel yaşamamak adına

Savım ve sanrım ve her sancılandığım

Gün batımı

Ruhun kuytusu

Acının ebabili

Açamadığım bir kutu misali

Söyleyemediklerimi

İhbar ettiğim bir şiirin ikbali

Sahi çıkar mıyım yarına?

Açmazlarda solar mıyım yeniden

Sömürülen sevginin kan kusan mealinden

Değer miydi sahiden de ölmeye?

 

Delişmen rüzgârın üşüttüğü ne ki?

Üşümediğim kadar buz kesti keseli

Yüreğin kayıtsız sicili

Bir damga

Bir mühür

Ürperen içim

Uleması hiçliğimin

Ulak bildiğim kadar hüznün ve kalemin

Şeceresine kayıtlı bir isim gibi

 

İhbar ettiğim içimin ıssızlığı

Işıyan gözlerinde yarının

Üşüyen yüreğinde dünde kalanların

Miski amber kokan anne sesinden

Yok da ötesi

Yokluğun hicrinde

Yeniden doğabilmenin müjdesi

Saklı elbet Allah katında

Gözümden sakındığım o cennet ki

Anaç yüreğinde sevginin

Değere binmedi gitti içimdeki yetim

 

Ayrı gayrı düştüğüm

Bir mim gibi

Bir sihir

Bir takı

Bir toka

Aslında devasa bir rozet iken takılı yakama

Annemin sevgisinin üstüne

Tanımadığım ne varsa

Peşimde koşan bir tazı gibi

Nabzını alamadığım günün ihbarı

Sahiden de böyle mi olmalıydı?

 

Yalnızlığın dik yokuşunda

Sürmanşet hüznün balçığında

Bir güneş gibi parlasam ne ki?

Arı ruhumun

Ar bildiğim sevgi denen tutkunun

Sevabı yalnızlığın

Kimse nifak sokan

Kimliğimden arda kalan

Bir ünlem gibi

Ünlerken rengimi

Beyaz ve masum kalabilmenin tüm gayreti

Yeter ki kabul bulsun Allah katında…

 


( Ey Muhterem Yalnızlığım... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 1/21/2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.