Milli Eğitim Bakanlığı’mızın SBS anketi hala devam ederken bir de YGS sonuçları açıklandı ve anketle çatırdadığını, çöktüğünü düşündüğüm eğitim sistemimizin bu YGS sonuçlarıyla tam bir faciaya dönüştüğünü gördüm.

Eğitimle ilgili olsun olmasın, herkes haberlerde duymuştur sınavdan sıfır çeken öğrenci sayısını. Sıfır çekmek ne demektir biliyor musunuz? Öğrenci 160 sorudan bir tane bile yapamamış!.. 14 bin öğrenci sıfır puan almış YGS’den. Biz bu kadar çocuğumuza on iki yıllık okul hayatı boyunca hiçbir şey öğretememişiz!

Facianın boyutu bu kadar da değil, 70 bin öğrenci de iki yıllık okullar ve açık öğretim için gerekli olan 140 puan barajını aşamamış. Bunu da izah edelim mi? Sınavda toplamda 160 olan soruların 40 Türkçe sorusundan 5 tanesini doğru cevaplayan öğrenci 140 barajını aşıyor. Gel gör ki yetmiş bin çocuğumuz bunu da başaramamış.

Devam edelim mi faciaya. 300 bin öğrenci de dört yıllık üniversiteye giriş için gerekli 180 barajını geçememiş. Bu da yine 160 soru içerisinden 15 Türkçe sorusu demektir. Biz çocuklarımızı on iki yıl boyunca sınavdan 15 Türkçe sorusu çözebilecek eğitimi verememişiz.

İddia ediyorum, sokaktan geçen bir vatandaşı çevirip bu sınava sokun; Türkçeden 15 soruyu gözü kapalı yapar ve barajı aşar.

Bu nasıl bir eğitimdir ki barajı aşamayacak çocuklar yetiştiriyoruz?

Gelelim yine SBS anketi konusuna. Bakanlık hala sayfasında ankete devam ediyor ve soruyor veliye, vatandaşa: “SBS kalkalı mı kalkmamalı mı, bu sınavlar öğrencinin psikolojisini bozuyor mu bozmuyor mu? SBS’yi kaldırırsak nasıl bir yöntemle öğrencileri liseye alalım? Vs”

Bir günde birkaç kez MEB sitesine girip bu anketin sorularını okuyup saçımı başımı yoluyor, dehşete düşüyorum. Allah’ım diyorum, nasıl bir bakanlığımız var ki emrindeki binlerce öğretmenin görüşü, yüzlerce uzmanın görüşü varken bu soruları veliye soruyor? Binlerce ilköğretim öğretmeni hiçbir şey bilmiyor, yine binlerce rehberlik uzmanın bu konuda yetersiz ki sınav sistemini veliye sorma gereği duyuyor!

Eğitim sendikalarının yerinde olsam bu anketi öğretmenlere hakaret kabul eder ve bununla ilgili çalışma yapardım.

Eğitim çok ciddi bir iştir. Bir ülkenin en büyük bütçesini alan bir bakanlık böylesine büyük hatalar yapıyor ve çocuklarımızın psikolojisini bozuyor, geleceğini karartıyor ve onlara eğitim öğretim adına hiçbir şey veremiyorsa vay ki vay halimize.

Bir ara grip aşısı kampanyası zamanında “İyi ki sağlık bakanı değilim.” demiştim, şimdi de “İyi ki milli eğitim bakanı değilim” diyorum. Çünkü ben haysiyeti yerlerde sürünen bir bakanlığın başında olsam harakiri yapan onurlu Japonlara heveslenirdim.



( Sınavlar Ve Eğitimin Çöküşü başlıklı yazı M. Kuvancı tarafından 5/2/2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.