Nazire Ben Kimim...


Esinlenmemek mümkün mi bir şiirden bir yazıdan?

 

Bir ömrü heba etmişliğim kadar da var hani ve ben hala kendimin peşindeyim ne çok sıfatla yargılandığım kadar da kendimi arayışımın çetelesini tutmaktayım.

 

Ve de Sayın Âdem Hocamın şiirine bir sunum bir arayıştır yazdıklarımla hemhal hep de aynı soruyu sorduğum:

 

Ben KİMİM?

 

 

Bulduğuma kani idim oysaki seneler önce meğer ki…

 

Sonsuz saygımla




En müzmin rengim en delişmen rüzgârım enlerden ördüğüm bir iklimle hemhal ben sadık olduğum kadar yârim kara topraktır kıblemden sekeceğim son rota aslında sergüzeşt bir iklimde saklı bir yaprak misali…

Varsın kırılsın dalım bedenim:

Köhne bir ıssızlık olarak da addedilmesin meylettiğim.

Surelerle aşka eşlik eden delişmen yüreğimde esen rüzgâra öykünse de sözcüklerim ve işte öldürmekle iştigal nefsimi ne çıkar ki versem son nefesimi?

Akışkandır sevgim.

Delişmen ruhum ve hicretim.

Minvalim sektiğim mealim bazen kördüğüm ve mizacımı ekip de şiirler b/içtiğim.

Kanamalı bir coğrafyayım ben:

Ana kıta yüreğim.

Yarım ada nazenin duygularım.

Tümlense keşke dağınıklığım ve serkeş gölgelerden kaçtığım kadar kendimle aramı açtığım.

Ey, sevgili hafız…

Söyle yeter ki söyle hem de bir seferde:

Ben kimim?

Neyden midir ibaret varlığım?

Şair miyim şiir miyim?

Yoksa hiçliğin sarmalında saklı bir esaret ve işte seve seve bulduğum o cesaret yoksa ben sana nasıl meylederdim?

Kurşun ağırlığında mıdır yüküm?

Yoksa bir kuşun yüreği gibi hür müdür iç sesim?

Delice sevebilen bir ardıç kuşu.

İçime çektiğim sözcüklerle bulduğum huzuru büyütmek adına ve işte İlahi Aşkın pervanesi kıblemde tuttuğum o umudun sarkacı o ipi:

Kelimelerim hürriyetim.

Sevgimse tek ziynetim.

Zeytin gözlü yârim…

Ah, be hafız:

Var mıdır sahiden de bir sevdiğim?

Gölgem.

Gönlüm.

Bir de kırık gönyem.

Aşkım.

Hicretim.

Hicvim.

Hizaya getirmekse içimdeki coşkuyu ve kabaran yüreğim.

Asil bir zemheride üşüttüğüm de doğrudur ve cinnetimi cennete dönüştürmek adına tuttuğum yol.

Gecemi gündüz yaptığım günlerinse çok uzağındayım ve ben yanarken Aşk ile yazıp yazacağım en güzel şiirdir annemin çivit mavisi gözlerinde rastladığım o ışıltı ve tek dileğimdir onun varlığının daim olması.

Köhne bir ev.

Kusurlu bir hareket.

Kuruntulu yürek.

Kumar oynamasam bile hep kaybetmedim mi hayatta?

Ve işte ruhuma kuma getirdiğim varsa yoksa kalemimle zikrettiğim fikrim ve aşkın dev/asa kehaneti kaybettiğim kadar hayatta ne yani:

Aşkta mı kazandım ben en çok da kendimi?

Kayıplarım ayıp olmasa gerek.

Bu aşka da akıl fikir gerek.

Bir kere değil hem defalarca aşka düştüm ben…

Bin kere daha da severdim eğer ki ömrüm s/onsuz olsa bile.

Ve derinlerden derinlere yaptığım o yolculuk ve işte aciz benliğimle ve nice sıfat iken addedilen varlığıma ben aşkla koyulmuşken de yola Rabbimin huzurunda aşkın uzamında nasıl da dağılırken ömrün çukurlarında bir nar tanesi gibi en çok da nur yağan annemin yüzüne ve yazdığım onca aşkın masalında ve şiirde dem vurduğumdan çok öte:

Dertlendiğim kadar derlediğim.

Daraldığım kadar dua ettiğim.

İhmal etmişken kendimi yazdığım onca şiir idare lambasında yetmezmiş gibi sokak lambasına müptela serkeş bir pervanenin de ölgün kanatlarında damgamı vurduğum hüznünse atar damarında ve sahiden de var mıdır bir ederim?

Yücelerin yücesi Rabbime dönük yüzüm, sevgili hafız:

Hem sen bilirsin beni yüreğimi okuduğun kadar ben nasıl ki deryalarda saklı bir zerreyim…

Bilirim de senin güzel yüreğini bazen sussan bile öylesine bir kelime söylersin ki ve işte yüreğim taşar ve işte kalemim bentleri aşar:

Hem beşerim hem şaşarım gel gör ki aşkın kıyısından geçmez iken ahvalim aşkla şakır aşkla coşar ben sevgiyle koşarım eşrafıma.

Bir eşref saatim vardır ki.

Bir de ruhumu peşkeş çektiğim şiirler hikâyeler.

Bir randıman alamadığımı düşünse bile.

Sevgidir aşkın faizi ve aşktır yüreğin cenneti:

Ben ki bir şahikanın kanadında kanayan.

Ben ki aşka adayıp da hayatının defalarca aldanan.

Aldatmadığım kadar azimli.

Arz ettiğimden de fazladır bulduğum teselli.

Yâdımın tecelli ettiği her yeni gün ve ikbali:

Ve işte sökün ettiğim o minval iken kazanımım varsın hüzün olsun yediğim son vurgun.

Acıma duygumla merhamete sokulan ruhumla nemalandığım her gün her insan başımın tacı iken de sonsuzluk denen tek Makam.

Allah yolunda kat ettiğim ve işte talibi olduğum Rabbin Dergâhı:

Sefasını sürsem ne ki hayatın ben aşka âşık olmasaydım eğer ki?

Hafız.

Rengimsin rakımımsın hep de dediğim üzere:

Sen baba yarımsın.

Hicrinde aşkın hicretinde yalnızlığın ve üşüten rüzgârın nazında saklı bir niyazım mademki…

Ey, hafız:

Sen yeter ki ört üstümü o atlas yüreğinle o yumuşacık yorganla kavra beni kollarken Rabbim elimden kayıp gidenleri de sev ve dualarında saklı tut yeter ki:

Yeter ki dualarda buluşalım, sevgili hafız yeter ki son bir kere bak yüzüme ve sadece sev yüreğimi endamlı duyguların evhamlı bedenim de nezdinde saklı tuttuğum masumiyeti de sunarken İlahi Aşkın hizmetine…

 


( Nazire Ben Kimim... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 1.03.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.