Usul usul geliriz dünyaya ve bir kesecikten bir kefenciğe sığma derdiyle bütünleşir yolumuz. Yokuşumuzu düze çıkarıp yoğurdumuzu mânâya çalan, son sayfası gelinceye dek kalemimizi yontan, yorulmadan sıkılmadan öğreten en şerefli meslek, şüphesiz; öğretmen. 

   Emelleri uğruna emeklerini esirgemeyeceklerini anlarız henüz emeklemelerimizin yerini küçük adımlar aldığı zaman. Savunmasızlığımıza kalkan, kalkınmamıza sabır gösterirler. Sevgimize karşılık sadakatimize güç verirler. Çalışkanlığımızı takdir, tembelliğimizi tetkik ederler. 

Derslerin zorluğundan ziyade hayat mücadelesini, dertlerin çokluğundan öte yaşamın mahiyetini, demlendiğimiz şu yüreğin muhasebesinden gayrı münasebetini öğreten; başımıza gelebilecek en özel şeydir öğretmen. 

O yüzdendir ki bin ordudan daha hayırlıdır öğretmenin verdiği hizmet. O yüzdendir ki öğretmenden sıçrayan bir damla çamur padişaha olmuştur şeref. Bu yüzdendir ki bir sınıfta öğretmen, cumhurbaşkanından daha müşerref. 

   Geçmişin öğreticisinin, geleceğin kurucusunun, kalemi kılıçtan keskin edenin, aydınlatmak için yanan mumun günüdür bugün. Dünyayı değiştirecek olan bir kalem, bir kitap ve bir çocuğun ihtiyacı olan tek şey; günün kutlu, ömrün mutlu, değerin yıllarca hep kalsın büsbütün.

Tuğsel KARAKIRIK
( Öğretmen Demek başlıklı yazı Tuğsel Karakırık tarafından 22.03.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.