1 6 Şubat Gecesi
   Hiçbir şeyden habersiz elişi ile oyalanırken bir yandan da dışarıyı seyrediyordu. bir anda aklına dışarı çıkıp fotoğraf ve video çekmek geldi. O soğuk havada dışarı çıkıp lapa lapa yağan ve yerden en az 30 cm yükseklikte olan karın içinde bir süre köpekleriyle oynayıp daha sonra yağan kara odaklanaraktan kar yağışını ve yağan karın da ceviz ağacı üzerinde nasıl konduğunu gösteren bir video çekti. sonra üşüyen vücudunu daha fazla dışarıda tutamadı hemen içeri girdi oysaki  yarın şafak vaktine yakın o soğukta dışarda lapa lapa karın altında donarak  bekleyeceklerinden habersizdi. 
   
Akşama kadar elişiyle uğraşıp pembe bir çift patik ördü. bebek patiğiydi bu. yeğenleri olduğunda giydirecekti. daha sonra güzel bir arka fon ayarlayıp patiğin de fotoğrafını çekti. patik pembe düz işlemeli üzerinde kurdele olan küçük 1 yaşındaki bebek ayağına olacak  tatlı bir patikti. patikle bir süre fotoğraf ve videosunu çekmekle uğraştı. sonra videosunu internet aracılığıyla arkadaşlarına gönderdi. bilmiyordu ki bundan sonraki günlerde sadece patik örebilecek sıkıntısını , stresini, korkusunu giderebilecek tek şeyin o olduğunu. bilmiyordu ki durmadan sadece yapabileceği tek şeyin bu olduğunu...
    
Akşam oldu hava kararmaya başlamıştı. köpekleri Cesur durmadan havlıyor, uluyor ve dahası evin etrafında tur atıyordu. 
ev ahalisinin de bu dikkatini çekiyordu. korkuyorlardı da bir şey olacak da kötü etkileneceğiz diye. sonra yemek faslına geçildi. yemek yeniyordu kimsenin hiçbir şeyden haberi yoktu. bilmiyorlardı ki bu yedikleri son mutlu, huzurlu ve güzel evlerindeki son yemekleriydi. gülüşmeler ve konuşmalar eşliğinde yemeklerini de yemişlerdi. 
   
 Evin en büyük kızı bulaşıkları yıkamış ve çay içme faslına geçmişti ailesiyle birlikte. anne her zamanki gibi işlerine koşturuyor, hayvanlarını besliyor oğlu da ona yardım ediyordu. eşi de odun kırıyor gece üşümesinler diye hazırlık yapıyordu. bilmiyordu ki o odunları acık havada buz gibi karın altında yakacaklarını...
     
 Anne lise okuyan kızını aradı. ulaştı da sorunsuz bir şekilde onunla konuştu. halini hatrını sordu. dikkat etmesini söyledi. sanki içine doğmuştu. sonra aynı şekilde diğer oğlunu da aradı. onunla da konuştu, dikkat etmesini söyledi. telefonu kapattıktan sonra biraz tv izleyip uyuyacaklardı. tv de güzel bir dizi vardı onu izlediler . izlerken gülüştüler, eğlendiler. bilmiyorlardı ki bu son gülerekten izleyecekleri son diziydi.
     S
aat geç olmuş 23.00 a geliyordu. herkes yataklarına yatmıştı. Tabi köyde çocuklar üşüdüğünden yer yatağı yapılmış hepsi bir yatıyorlardı. büyük kız ise kösede duran sedir üzerinde uyuyordu. Cesur bıkmadan uyarmaya devam ediyor ama anlayan kimse olmuyordu. saat sabahın 4 ünü geçmeye başlamıştı. anne ufak ufak gelen sarsıntıları hissetmişti. kimse korkmasın diye ses etmedi. sonra sarsıntı giderek arttı bu sırada baba ve büyük kız da uyandı. büyük kız sarsıntıdan hiç korkmamış sarsıntının hızına şaşkınlıkla karşılık vermişti. baba ise durumu fark etmiş hemen pencereyi açmış çocuklarına deprem oluyor dışarı atlayın demişti. Hepsi bir ayakkabısız bir şekilde birbirlerine sarılmış, evlerinin bulunduğu yerin de sağlam bir zemin olmadığı akıllarına gelmiş, korkarak birbirlerini korumaya çalışıyorlar, hep birlikte dua ediyorlardı. diğer yandan uzakta okuyan çocuklar akıllarındaydı. bir şey olmasın diye içlerinden sadece dua edebildiler. Anın şokunu biraz atlatan oğulları herkese bir çift ayakkabı vermiş ve öylece beklemeye devam etmişlerdi. sabaha kadar uyumamışlar öylece araç içerisinde beklemişlerdi. Oğulları eve bir kere girip birkaç battaniye alıp hızla çıkmıştı. dışardakiler ise dua ediyordu bir şey olmadan çıksa diye. 
     
Sabah olmuştu hava aydınlanmıştı. Kahvaltıyı düşünecek halde bile değillerdi. diğer çocuklar ne oldu diye düşünmekten kendilerini alamıyorlardı. çocuklar ilk fırsatta kendilerine ulaşıp iyiyiz deseler de onlar da acık havada üşüyor vaziyette ailelerinden uzaktalardı. en uzaktaki oğlu bir fırsat bulmuş bir aracla diğer kız kardeşinin yanına gelmişti. en azından birliktelerdi. Kızın öğretmeni Abdullah hoca kızlarını kendi çocuğuymuş gibi koruyor, bir an önce ailelerine kavuşturmak istiyordu. bazı yerdeki kızların evine ulaşamayan araçlar bu kızları diğer kızlarla kardeş gibi aynı eve gönderiyordu. bu şekilde denk gelen bir kız çocuğu da bu aileye denk gelmişti. 
   
Aile sabah erkenden amcalarının evine gitmiş ne yapacaklarını düşünüyorlardı. evlere girilemezdi. mecbur cadır kurulacaktı. baba çocuklarıyla bir gününü abisinin küçük çadırında geçirecekler sonrasında kendi evine bir çadır kuracaktı. aksam olmuş ama hala çocuklardan haber yoktu. aile meraktan ölmüş, ayakta kalmak için birkaç bir şey atıştırmış ama zorla yemişlerdi. sonrasında aksam olmuş uyuma vaktine kadar herkes oturuyor deprem arada bir sarsıyor geri sakinliyordu. herkes sadece sarsıntıya odaklanmıştı. 
     
Büyük kız sürekli şebekenin gelmesini bekliyor kardeşlerini arama üstüne arama yapıyordu ama ulaşamıyordu. Maraş merkez yerle bir olmuş , enkazlardan yardım sesleri duyuluyordu.
     
Saat 12 olmuş şimdiye çoktan uyuyacak olan herkes ayakta deprem korkusuyla bekliyordu. bir anda bir korna sesi geldi. Çadırın kapısı açıldı içeri 3 çocuk girdi. biri oğulları biri kızları diğeri de yeni kızlarıydı. herkes sevinçten ağlamamak için kendini zor tutmuştu. Sonunda aile bir araya gelmişti. Şimdi ise tek düşündükleri şey Maraş ın haliydi. Maraş yaralılarla dolu, enkaz altında kalanların yardım seslerine şahit oluyordu. Bu ailenin ise ulaşımı da kapalı olduğundan merkeze yapabilecekleri tek şey dua etmekti. 
( 6 Şubat Gecesi başlıklı yazı fatma--yilmaz- tarafından 7.04.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.