dün gece istanbuldaydım
daha önce gelmediğim,
nasıl geldiğimi bilmediğim
varoş bir semti ümraniye
sokaklar insan kalabalığı
önce siyaha boyuyorlar duvarları
ardında insan potreleri çiziliyor
benimsediğm görüş mirofonu uzattı bana
baktım duvara insan dedim insanlık dedim
yanımda biri vardı bazen sen olurdun bazen hiç
bir çorbacıya gittik
çorbamızı içmiş sohbet ediyorduk
bu şehirin camiileri diye söze başladık
kocaman camii sanki üzerimize geliyordu
tek minareliydi arşa değiyordu
birden ürktüm ok meydanında molof sallayan
öfkeli çocuk geldi aklıma
gün kararıyordu garsonun tavsiyesiyle
küçük mütavazi bir otelle gittik
otelde asılı tablo kocaman gövdeli ağaçlar devlere benziyordu
altında benim imzam
bu tabloya yanlızlığım demiştim
sana vermiştim
acaba sen burdamısın
siyaha boyanan duvarda çizelen yüzün
istanbulda sen
istanbul sensin
içimde sızlayan...
( İstanbul başlıklı yazı kazim-demir tarafından 10.05.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.