Gökyüzü yarılırken yıldızlarda som ayaz.

Tesir etmez ecele sitem veyahut da naz.

Kefen bezi incedir istemez ki ince saz.

Azrail ne renk bilmem görevine gelirken.

Süzülen gözlerinde ölümün rengi beyaz.

 

Kuruyan dudaklara katre katre iner su.

Bilinmez nerde nasıl hangi zamandır pusu.

Yıldızlar kıpraşırken artar gözlerin pusu.

Arz etsen Azrail’e anlatamazsın bir şey.

Durulan gözlerinde ölümün rengi beyaz.

 

Korkuların vehimse kol kanat germez kimse.

Er geç diye üzülme Azrail’e gülümse.

Eğer bel bağladığın hem  rahman hem  rahimse.

Başka dergâh arama teslim ol huzur ile.

Yorulan gözlerinde ölümün rengi beyaz.

 

Dudaklarında son söz sonsuzluğun sahibi.

Sıkı tut ve bırakma o ip ki Hakk’ın ipi.

Hiçbir çekime girme bırak fiili kipi.

Mevsimler peşpeşedir kıştan sonra bahar yaz.

Yumulan gözlerinde ölümün rengi beyaz.

 

Bir türkü olur ölüm çağlara damga vuran.

Sineleri dağlayan yürekleri kavuran.

Ağa  paşa demeyip küller gibi savuran.

Dudaklarda son beste tükenir son nefeste.

Eriyen gözlerinde ölümün rengi beyaz.

Ankara,11.07.2010 İ.K

 

 

 

 

 

 

 

 

 

( Ölümün Rengi Beyaz başlıklı yazı İbrahim Kilik tarafından 11.07.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.