Yıldızlar Yeryüzünü seyrederken âlemden

Öksüz yalvarışlardan geceye hüzün düşer

Masumca kelimeler dökülürken kalemden

Hasrete isyan etmiş heceye hüzün düşer

Isındıkça gökyüzü yakar aşk sema vatı

Âlem huşu’ya kalkar yıkar abı hayatı

 

Arzular umutsuzca uykusundan ayarken

Kaç sevda Leyla’sını karanlığa terk eder

Kâinatın kalbinden yıldızları soyarken

Törpülenen ömürler cana zehir zerk eder

Yenik düşer gururlar yaş döker aşk önünde

Nice eğilmeyen baş diz çöker aşk önünde

 

Saatler sevdaların vaktine kurulurken

Aşkın değdiği her yer avuç avuç yaş olur

Firkatin sancısıyla umutlar vurulurken

İnleyen nağmelere hasret arkadaş olur

Acılı hayatların gerçek yüzü görünür

Solgun yürekleri ve ömrün güzü görünür

 

Aşkın son rüyasını görmeye çalışanlar

Sarıp sevmeye değer sevdayı bulamazlar

Ufuksuz hayalleri kırmaya çalışanlar

Bin kere ölmek ister canına kıyamazlar

Beklemekten yorulan görmez olur gözleri

Aşkı sayıklar durur anlaşılmaz sözleri

 

Günahsız uykuları düşkün zelil kılanlar

Koparılan yüreğin dinmez sızılarıdır

Sevdayı zehirleyen hain sinsi yılanlar

Sahte gözyaşı döken kalbin hırsızlarıdır

Ve aşkın tezgâhında ömürler bir bir söner

Öksüz kalan mekânlar viran haneye döner

 

Muzaffer TEKBIYIK

 

( Aşkın Tezgahı başlıklı yazı muzaffer--te tarafından 10/21/2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.