İniyor eteklerden keyfekeder bir akşam ;
Oysa aldırmadığın akşamda bence yaşam...

Gölgeler kabuğuna çekilirken ard arda ,
Öptüm son güneşleri benim işte sırada...

Baksaydım içinizden karanlıklarınıza ;
Kapadım ışıkları alsanız aranıza ...

Elimiz kaç zamandır okşamaz bir öksüzü ;
Bizde şimdi nasılsa göremiyor göz gözü !

Boğulduk, geliyorduk zaten dumana, sise ;
Bilmezsin, vurgun doğduk karanlıkta ki sese !

Bir dolunay hayali, kovarken güneşleri ;
Bildiğimden çok keskin karanlığın dişleri !

Işıkları yakmadan biri beni yıkasa ;
Acıtmıyor nasılsa, kanıyor yaram oysa !

Kesilmiş kanat sesi, kuşlar dönmüş yuvaya ;
Bir zulumat çöküyor işte dağa, ovaya !...

Karanlıktan korkarak, acep uyuyur mu su ,
Bilir misin nasıldır karanlığın kokusu ?

Dolunaya eş olsan boğar mı zulmü nurun ,
Karanlık kasıldıkça, büyüyor mu kamburun ?

Karanlığa kar yağsa, aklanmaz aşık için ;
Kaç gece beklemeli, bir ince ışık için ?

Çökerken içimizde, ağır ağır tiranlık ;
Bir düşün olur muydu, olmasaydı karanlık ?

Işığın karanlığı öptüğü çizgideyim ;
Bu akşam, bilmediğin yanık bir ezgideyim !...

Nasıl da iyi gelir, uyansa sular bir an ;
Geçerken dizi dizi karanlık aynalardan...



Hayrettin YAZICI



( Karanlığın Kokusu başlıklı yazı HayrettinYazcı tarafından 23.11.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.