ANNE

Ahırdan bozma, penceresi muşambalı yer damında,

Demirden beşiğe emanet

Sessiz ağlarken sensiz zamanlarda,

Anne yüreği ile şahlanan

Mavi ninnilerle

İlk sen gel ANNE

 

Hangi yılda, hangi günde ve saatte

Doğduğum bilinmiş olsa da

Hiç kutlanmayan doğum günümde,

Çiçekli, kremalı pastaların hayalindeyken

Bir bazlamaya, vite yağı sürüp

Un helvası tadında

İyi ki doğdun, iyi ki doğdun diyen

İlk sen ol ANNE

 

 

Çocukların peşi süre giderken

Ayağı sivri taşlara takılıp düşen

Dizleri hoyrat bozkır dikenleriyle kanayan

Gırtlağını yırtarcasına

Anne anne avazıma

Yavrum yavrum diye titreyen

İlk ses sen ol ANNE

 

 

Bakımsız harap sıvaları dökülmüş

Köy okulu törenlerinde, temsillerinde

“Vali olsam bir günlük,

23 Nisan ‘da ben “ diye başlayan

Sözde vatan şiirimi okurken

Gözlerimin içine, ta içine bakıp

Ellerini kanatırcasına alkış tutan

İlk sen ol ANNE

 

Işıksız, doktorsuz, postasız ve yolsuz

Soğuk zemheri gecelerde

El lambasında bitince mazot

Ayş Fatma, koca karı masallarıyla

Karanlık gecemizdeki

Deli Hasan korkularını

İlk sen kov ANNE

 

Her harman mevsiminde başlayan

Bitmek tükenmek bilmeyen

Ama bitirip tüketen kirli hesapların

İnce ayarı olamayan

Köye şenlik kardeş kavgalarında

Bir göz odada

Sinerken bir beton köşeye

Korkudan gözleri ayrılmış katı kesilen bakışımı

Şefkat dolu göğsünde

İlk sen ısıt ANNE

 

Tezekle pişen yağsız kömeç pilavını

Ve nanesiz duru tarhana çorbasına

Aynı tabaktan kaşıklayan

Bir dilim peynir, üç zeytin ve bir açama ekmeğe

Gelincikler gibi boynunu büken

Koyun koyuna yer yatağında sabahlayan

Altı ciğer cana bakıp

İçin için ağlayan

İlk sen ol ANNE

 

Yolculayanı hiç olmayan

 Köyden bulunan borç parayla

En büyük asker bizim asker

Vatan borcu namus borcudur yolculuğunda

Varınca Munzur un eteklerine

Telefonda sıra bekleyen

Bir büyük jetonla

Sadece ben vardım, iyiyim, merak etmeyin diyen

Kırgın ve solgun sesimi

İlk sen duy ANNE

 

Gün gelirde o gün

Düşünce içime bir garip sızı

Göğüs kılları çenesine kadar köpürmüş

Alnı ülke coğrafyası gibi kırışık bir şoförün

Kırmızı bir ford marka kamyonun ön koltuğunda

Nuri Sesigüzel in türküleri eşliğinde

Cizre ye doğru

Son bir umutla giderken, yanımda

Tek sen ol ANNE

 

Sonsuz uykuya daldığımda bir gün

Uzaklardan gelen lüks arabalara inat

Sırtında taşıdığın bedenimi

Bırakınca kara toprağın bağrına

İlk toprağımı,

Her gün dualarla, tespihlerle ağarttığın

Karanlık dünyama ışık olacak

Beyaz, nurlu tülbendine sarıp

İlk sen at ANNE

 

Herkesler el ayak çekince yanımdan

Son ninnimi

Başucumda oturup

Sen söyle anne, sen söyle anne.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

( Anne başlıklı yazı Mehmet Dal tarafından 1/1/2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.