Gözlerim kuru değil; ıslandılar, yaş bugün!
Sanki vücutla değil uslanmayan baş bugün.
Hani derdin ya bana ızdırabın' aş bugün;
Henüz çok genç be gülüm tabutta naaş bugün!

Virane oldu hayat, sanki yürek taş bugün.
Yorgun argın elayak bilinmeze koş bugün.
Yaşam aynı nakarat, boş bu yaşam boş bugün;
Doktorların elinde ışıklar da loş bugün.

Beyazlara bulanmış başındaki taç bugün.
Tahtalara dayanmış bu sevgiden kaç bugün.
Sabah mıdır, akşam mı; bilmem saat kaç bugün?
Bu ser kendin şaşırmış sanki bir hallaç bugün.

Yaşam artık elinde bir serçe bir kuş bugün.
O en kahpe yırtıcı, ölüm bir baykuş bugün.
Bu benlikte, bedende soğuk bir su, duş bugün.
Senden sonra bu yaşam bir ayyaş, berduş bugün.

Ahirete açılan perdeyi açış bugün.
Yalanlara bulanan dünyadan kaçış bugün.
Kanatlı melek gibi cennete uçuş bugün.
Kızıl hışım gözlerle ölüme bakış bugün.

İçerimde, derinde.. Haydi hüzün, çoş bugün.
Çatılırken yüzümde, solar gözüm kaş bugün.
Sonunda yaklaşırken, son ölüm yavaş bugün;
Tüm yaşamın sonunda, yaşamla savaş bugün!

Şebinkarahisar,10.12.2001- 00:05
( Yavaş Ölüm başlıklı yazı erkan-savas tarafından 16.02.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.