ÖZLEDİM

 

Hani küçüktüm hiç bir şey bilmezken,

Hani yürürdüm koştururdum öylesine sersem,

Hatırlarım sabah olurdu arkadaşlarım gelirdi.

Bir hal kalırcasına ismimi haykırırlardı,

Kahvaltı etmeden fırlardım evden renkli bilyelerim

Hiç eksik olmazdı cebimden…

Gider oynardım toprak toza bulaşırdım,

Kapıya geldiğimde annem para verir ekmek alırdım,

Sıcak, yumuşak ve taze şehrimizin en meşhur ekmek

Fırınına giderdim.

Arkadan o sıcak ekmeğin üzerine margarin yağ

Sürmek için markete giderdim.

Berberci amcanın önünden geçerdim.

Bir dedem vardı gerçek olmasa da elini öperdim.

Bir şeker parası uğruna..

Sonra da eve giderdim. O şehrin ilk ışıklarında.

Akşam olurdu ramazan ayında herkesi bir telaş almıştı,

O şehrin sokaklarında bir yığın kuyruklar bende kendimi,

Buldum aralarında. Sıcak pideden almak için.

O fırına giderken ne kadar da sevinirdim aniden,

Sislerin içinden geçerken ne de mutlu olurdum.

Çocukluğumu bilirken.

Sonra ertesi sabah bayram olduğunu bilmek,

Ne güzeldi cicilerini giymek,

Ertesi gün ıslaklık vardı kaldırımlarda,

Toprak kokusu havanın kararması o an da dışarı fırlamam.

Hepsi ne güzeldi..

Sabah kalkardım en erkenden ne kadar erken kalksam da ben

Babam ilk önce kahvaltıyı hazırlardı hemen,

Sonra bayramlıklarımı giyer hep birlikte kahvaltı ederdik.

Ne güzeldi bakışlar..

Sonra babamın elini öpmeye hazırlanırdım.

Bozuk paralardan banknot yapan babam elini cebine atıp verirdi bana,

Annemin elini de öperdim ama fazla para vermezdi inadına.

Arkadaşlarım gelirdi beni alıp giderlerdi.

Kapı kapı dolaşıp içten bir gülümsemeyle el öperdik öylece,

Para versinler diye dua ederdik içten içe..

Ne güzeldi şeker yiyip para harcamak gereksizce çocuktuk işte.

Yıllar geçti okula gider gelir oldum düz yoldan öylece,

Erken kalkar uyanamazdım yürürdüm düz yolumda arkamdan

Seslenen arkadaşları duymazdım bile.

Çantamın tek kolu omzumdan düşmüştü bir kere..

Ne güzeldi gözlerimi ovuşturmak;

Sonra kursa giderdim hava karanlığında taksici amcalara bakardım.

Caminin içinde oturan insanlara bakardım,

Akşamın bir başka olduğunu anlardım o şehirde.

Kursa gittiğimde hocam bağırırdı eşek sıpası diye,

Gider gelirdim o şehrin sokaklarında..

Bir gün okul dönüşüydü bardaktan su boşalırcasına bir yağmur yağdı,

Tepemize kendimi düşünmeden montumu vermiştim arkadaşa öylece,

Sonuçta oda sırılsıklam olmuştu benimle birlikte,

Ama yürekte iyilik vardı ıslanırcasına bile..

Sonra hasta olmuştuk hani öksürük öksürük üstüne,

Hani hapşururduk, yüreğimizden bir şeyler kopardı öylesine,

Hani heyecanlarım vardı, dualarım, bakışlarım, savruluşlarım,

Tutunuşlarım, bırakışlarım, gözyaşlarım vardı,

Damla damla süzülüp üstümü ıslatmaları,

Kavgalarım, haykırışlarım vardı.

Mutluluğum, üzüntüm, sevincim vardı.

Şimdi özlemim var..

Bana ait gülümsemeleri, benim için akan gözyaşları, benim için

Yapılan onca şeyi özledim..

En çokta o şehrin ışıklarına anlamsız bakmalarımı, insanlarımı özledim.

Bana huzur veren toprağını caminin yanından geçerken,

Selaları duymayı ölümün her an yanımızda olduğunu bildiğimi,

Duymak istediklerimi özledim.

Komik olaylara hiç durmaksızın gülmeyi özledim.

Yarılan ekmeği, sürülen margarini, bilyelerimi,

Arkadaşlarımın bağırışlarını özledim.

            O şehri özledim..o şehri özledim..

 

( Özledim.. başlıklı yazı Melek Taguşar tarafından 30.08.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.