Uzaklara dalmıştı genç kadın
Hem öyle uzaklara ki,
Burnunun ucunu bile göremiyordu.
Bozuk plak gibiydi düşünceleri,istekleri,
Durmadan başa sarıyordu şuursuz…
Sabaha çıkmayacak hastayı bekler gibiydi,
Biliyordu sağ salim dönmeyeceğini,
Seziyordu dünya gözüyle bir daha göremeyeceğini,
Konduramıyordu işte, ne de olsa umut vardı.
Benzi yaprak sarısı,
Yüreği katran karasıydı.
Tik tak sesleri uyuşturmuştu beynini,
İçini kemiren sükûnet öylesine derindi ki;
O saati duvardan duvara vurmak gelmişti içinden.
Savurdu saçlarını gecenin karanlığına,
Sırımlara dolanmıştı boğazı,
Soluklarında bitap düştü.
Tik tak seslerine
Ağlama sesi de eşlik edince,
Bıçak gibi yarıldı sükûnet.
Gözlerini silerken kırık beyaz renk mendiliyle,
Isırıyordu dudaklarını bin bir çaresizlikle.
Kuru inadı sarmalamıştı tüm bedenini,
Sövüyordu kendine en argo kelimelerle.
Ya o geç kalmıştı seferlere,
Ya yanlış duraklar alıkoymuştu onu.
Sabaha çıkmayacak hastayı bekler gibiydi ,
Son kez göz attı in cin top oynayan yollara
Ve sonsuz bir yolculuğa koyuldu,
Elinde bavulu,anılarıyla.
Sessiz olmalıydı gidişi,
Sabaha ermeden vakit,
Tan henüz ağarmadan,
İlerledi, ağır adımlarla başka baharlara…
“Ayaz iklimlerin buz tutmuş şeklini yaşıyordu O’nu bulduğunda.
Ateşinden bir körük sundu.Maviliğine aldanınca,
Ne ateş kaldı,ne sevda.
Buz kestiler yana yakıla”…
(
Başka Baharlara başlıklı yazı
Oya DOĞAN tarafından
3.10.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
