Adımlarım uzanıyor Beyoğlu’na, bir alaca karanlık öncesinde

Vitrinler o günün, binalarsa sanki tarihin modası…

Bir zamanlar faytonlar, şimdiyse tramvay gürültüyle

Geçiyor hızla zamanın gerisinden Tünel’e doğru…

 

 Küflenmiş tarih kokuyor, gri ve nemli

Arnavut taşlarıyla döşeli caddeler.

Geceleriyse sarı sönük lambalar,

Gizlemekte aşkla tutuşan gözleri…

 

Yayalar, birlikte sürüyor valslerin izlerini

Aznavur’da bir son tangoya takılıdır anılar.

Ara sokaklar, eğilen bir utançla gölgeli

Yabansı nazarlara baş eğiyor, buruk tebessümler…

 

 Sokak çocuklarının kırılgan yüzleri

Kirli avuçlarında tinerin kokusu, havada asılı

Çiçek Pasajının keyif veren buğusu

Gri binaların arasından aryalar yükseliyor

 

Tünel’e varan yorgun ayaklarım,

Bir içimlik kahve molası veriyor

Beni haraca kesen zaman donuyor

Akreple yelkovan Odakule’de soluklanıyor…

 

Vatman’ın bir sona varış çığlığı

Koca Beyoğlu’nu acı acı yırtıyor

Köşede boylu boyunca bir dilenci

Belli ki aşina bu seslere, hiç kımıldamıyor…

 

Ve Karaköy rıhtımında ak martıların

Haliç’in kızıl semalarına yükselen çığlığı

 Az ötede yemlenen ürkek güvercinleri,

 Alaca karanlığa doğru havalandırıyor…

 

Emine PİŞİREN

2006-İstanbul-Taksim

( Beyoğlu’unda Bir Akşamüstü başlıklı yazı BelkiBirGün tarafından 14.10.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.