“KALÝTELÝ OKUL – KALÝTESÝZ OKUL”

Bugün bir öðretmen sitesinde ilginç bir haber okudum. Milli Eðitim müsteþarýmýz bir sohbet sýrasýnda çok önemli açýklamalarda bulunmuþ ve dolayýsýyla bir habere konu olmuþ.

Bakýnýz ne demiþ sayýn müsteþarýmýz: “Ýki tane okul yan yana. Birisi çok öne çýkýyor, þöyle kaliteli eðitim veriyor, mezunlarý þöyle baþarýlý oluyor þeklinde... Ama hemen 200 metre ötedeki baþka bir okulun adý bile anýlmýyor. Mezunlarýnýn girmiþ olduðu sýnavlara baktýðýnýz zaman baþarý sýralamasýnda geride kalýyor. Bunun bir sebebi olmasý lazým. Öðretmenden mi kaynaklanýyor, idareden mi kaynaklanýyor, ortamdan mý kaynaklanýyor, çevresinden mi kaynaklanýyor? Aralarýnda 400 metre mesafe olan iki okul neden bu kadar farklý sonuçlar üretiyor? Bunlarýn ortaya konmasý gerekiyor."

Haberi ve yukarýda sizin de okuduðunuz sözleri okuyunca: “Bunu söyleyen bir eðitimci olamaz!” dedim. Hemen bir araþtýrma yaparak sayýn müsteþarýmýzýn mesleðini öðrenmeye çalýþtým. Buyurun, sayýn müsteþarýmýzýn biyografisi:

"11.09.1961 Yozgat ta doðan ........., Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1984 de mezun oldu. 

Çalýþma hayatýna 1980 yýlýnda Tarým ve Köy Ýþleri Bakanlýðýnda baþlayan ......, 1985–1989 yýllarýnda Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesinde Ýþ ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalý Araþtýrma Görevlisi, Baþbakanlýk Devlet Planlama Teþkilatý Müsteþarlýðýnda 1989–1993 yýllarýnda Planlama Uzman Yardýmcýsý, 1993–2003 yýllarýnda Planlama Uzmaný, 07.05,2003-25.08.2003 tarihleri arasýnda Müsteþarlýk Müþaviri olarak çalýþtý. 

25 Aðustos 2003-8 Mayýs 2007 tarihleri arasýnda Baþbakanlýk Müsteþar Yardýmcýlýðý ve 8 Mayýs 2007-6 Eylül 2007 tarihleri arasýnda ise Baþbakanlýk Müsteþar Vekilliði görevlerinde bulundu. 

........, Baþbakanlýk Müsteþar Yardýmcýlýðý ve Baþbakanlýk Müsteþar Vekilliði döneminde, baþta Kamu Yönetimi Reformu, Sosyal Güvenlik Reformu ve Kamu Personel Reformu olmak üzere birçok alanda yapýlan reform çalýþmalarýnda aktif olarak görev yaptý. 

3 Ekim 2005 tarihinde Avrupa Birliði ile müzakerelerin baþlamasý üzerine Devlet Bakaný ve Baþmüzakereci Ali Babacan baþkanlýðýnda oluþturulan Avrupa Birliði Ýzleme ve Yönlendirme Komitesine (AB-ÝYK) Baþbakanlýðý temsilen katýlan ............., Gümrük Müsteþarý olarak atandýðý tarihe kadar müzakere sürecinin yönetiminde görev yaptý. 

Kamu Alýmlarý Faslý ile Ýþ Kurma Hakký ve Hizmet Sunumu Serbestisi Faslý için oluþturulan Türkiye Heyetinin Baþkanlýðýný da yürüttü. 27.09.2007 tarihinde Gümrük Müsteþarý olarak atanan ...........'ýn Ýþ ve Sosyal Güvenlik Hukuku baþta olmak üzere, Ýnsan Haklarý, Avrupa Birliði ve diðer alanda yayýmlanmýþ kitap ve makaleleri bulunmakta. 

Ben, sayýn müsteþarýmýzýn eðitimle ilgili bir yanýný göremedim yukarýdaki bilgilerde, sahi siz görebildiniz mi?

Sayýn müsteþarýma -affýna sýðýnarak, 19 yýllýk bir eðitimci olarak- yukarýda merak ettiði ve yine habere göre büyük bir komisyon kurularak cevabýnýn arandýðý (bu komisyonda da kaç kiþinin eðitimci olduðunu merak etmekteyim) durumu izah edeyim. Belki bu izahýmla kocaman kocaman komisyonlar kurularak zaman harcanmaz ve Amerika yeniden keþfe çýkýlmaz.

Sayýn müsteþarým, bakýnýz, Balýkesir Sýrrý Yýrcalý Anadolu Lisesi 2011 SBS sonuçlarýna göre 469 – 486 SBS puan aralýðýndaki öðrencileri aldý. Sýrrý Yýrcalý Anadolu Lisesi’ne en yakýn mesafedeki Zühtü Özkardeþler Anadolu Lisesi ise 338 – 369 puan aralýðýndaki öðrenciyi aldý. Bir okulun taban puanýyla diðer okulun tavan puaný arasýnda 100 puan fark var.

Sayýn müsteþarým, ünlü sanatçýmýz Barýþ Manço’nun bir þarký sözü geldi aklýma: “Altýn yere düþmekle deðerin kaybeder mi? / Tenekeyi parlatsan çeyrek altýn eder mi?”

Eldeki malzeme bu sayýn müsteþarým, fark buradan kaynaklanýyor.

Öðrenci, liseye hangi puan aralýðýnda girmiþse, çocuðun üniversiteye giriþ puan aralýðý da ayný oranda oluyor;  çünkü malzeme belli, kapasite belli. 369 puanla liseye giren bir öðrenciyi en allame-i cihan öðretmen, olsa olsa 400 puana çýkarabilir ki þu an ki eðitim sistemiyle, müfredatla bunun da imkaný yoktur.

Sayýn Müsteþarým, Maria Þarapova’ya futbol oynatamazsýnýz, Messi’yi de profesyonel basket liginde oynatamazsýnýz. Herkesin kendine göre bir kapasitesi var.

Yine, bir tarlaya domates tohumu ekmiþseniz, o tarlayý ne kadar sularsanýz sulayýn, ne kadar en iyi gübrelerden verirseniz verin, o tarladan sadece domates alýrsýnýz. Takdir edersiniz ki buradan kavun, karpuz, üzüm, muz alma imkanýmýz yoktur.

Sanýyorum bu merakýn ve araþtýrmanýn ardýndan liselere puanla giriþi kaldýrma ve ilköðretimdeki gibi herkesin kendi mahallesindeki okula gitmesi projesi var. Bu þekilde kaliteli okul- kalitesiz okul ayrýmý da kaldýrýlmýþ olacak. Gelin görün ki bu sefer de beyin takýmlarýnýn yetiþtiði okullar ve öðrenciler cezalandýrýlmýþ olacak.

Herkes eþit olmak zorunda mý? Kamil Koç’la ben ayný zenginlikte miyim? Ya da siz neden müsteþarsýnýz da ben sefil bir öðretmenim? Neden tek tip eðitim, tek tip insan modelini ýsrarla savunuyoruz. Býrakýn zeka seviyesi yüksek çocuklarýmýz hak ettikleri eðitimi alsýnlar. Batý artýk bireysel eðitime geçerken biz neden hala eðitimde kitlesel eþitlik anlayýþýna sarýlmaya çalýþýyoruz?

Bireylerin zeka seviyesine göre eðitim bizim dünya çapýnda bilim adamý, sanatkar, politikacý, hukukçu yetiþtirmemizi saðlar. Herkese eþit eðitimi verirsek zekalarýn körelmesine sebep oluruz.

Sayýn müsteþarým, 486 puan almýþ bir öðrenciyle 336 puan almýþ bir öðrenciyi ayný sýnýfa alýrsak hangisine iyilik, hangisine kötülük yapmýþ olacaðýz? Öðretmen hangi öðrenciye göre ders iþleyecek?

Haddimi aþtýðýmý biliyorum; ama bunu yazma ihtiyacý hissettim. Tarlaya inmeden, toprakla haþýr neþir olmadan, eliniz ayaðýnýz çamura bulanmadan topraðýn derdinden anlayamazsýnýz. On dokuz senedir tarlada, toprakla iç içeyim ve çamur içindeyim sayýn müsteþarým. Feryadým bundandýr.