1 Şahin Bey


 


Mehmet Sait adlı koca bir yiğit

Serçenin dilinde olmuşsun ağıt

Halk verdi bu adı düşmanı dağıt

İsmin yüreklerde yaşar Şahin Bey

 

Bostancı eşrafı anarken seni

Yemen askerlikte tanırken seni

Savaşlar yıldırdı sanırken seni

Önünde cepheler şaşar Şahin Bey

 

Seydi Beşir Kampı sabır ocağı

İki yıl büyüttün hasret bucağı

İçindeki yara vatan sıcağı

Gözler yollarına düşer Şahin Bey

 

Ulumaserede onlarca çukur

Aklında Antep’in hayali durur

Düşman ki Kertil’de pusuda vurur

Şehir infialle taşar Şahin Bey

 

Makineli tüfek durmadan tarar

Gözler kahramanı saygıyla anar

Kilis’in yolunda bir güneş doğar

Bombalar altında beşer Şahin Bey

 

Bir adım geriye atmadan durdu

Almalı Köprüsü ateşten kordu

O yalnız başına bu aziz yurdu

Özgürlük çağları aşar Şahin Bey

 

Yirmi sekiz martta Rahman’a erdi

Bitince imkânlar bulunmaz erdi

Kanını süngüye aşk ile verdi

Gözyaşı toprağı eşer Şahin Bey

 

Ağlasın analar ağlar kuzular

Gitti can özümüz yürek sızılar

Gayrı Antep’ime şol Fransızlar

Bedenini ezer koşar Şahin Bey

 

Yurdun kaderini çizen erlerdi

Onlarca yarayla gezen erlerdi

Sinsi planları sezen erlerdi

Hainin düzeni şaşar Şahin Bey

 

 O gün Antep için namus günüydü

On bir ay sürecek kabus günüydü

Açlıkla imtihan mahpus günüydü

Culbandan ekmeğin pişer Şahin Bey

 

Dünyada görülmez şanlı direniş

Çekirdekten katık taşlardan yemiş

Dinle mezarında beyler ne demiş

Her dem yüreklerde coşar Şahin Bey

 


Zekeriya EFİLOĞLU

Kasım/2011





ŞAHİN BEY KİMDİR


Antepli Şahin Bey İstiklâl Harbinin aziz şehitlerindendir. Tek başına düşmana meydan okumuş, “Düşman arabaları cesedimi çiğnemeden Antep'e giremez.” demiştir. Bu kahramanın hayatı, fedakârlıklarla doludur ve yeni nesil için ibret levhasıdır. İstiklâl Savaşı'nın büyük kahramanlarından Şahin Bey, 1877 yılında Gaziantep Gaziantep’in Bostancı Mahallesinde doğdu. Asıl adı Mehmed Said'dir. 1899'de Yemen'e er olarak giden Mehmed Said, Yemen cephesinde gösterdiği muvaffakiyet ve kahramanlık üzerine başçavuş oldu. Mehmed Said, 1911'de Trablusgarb harbine gönüllü olarak katıldı, Balkan Savaşları’nda Çatalca Cephesi’nde savaştı.

 

Galiçya'da 15. Kolorduda savaşan Mehmed Said, 1917 Ekiminde Sina Cephesinde vazife aldı. Tehlikeli vazifelere gönüllü olarak koşan, vatanperverliği, ahlakı ile dikkatleri üzerinde toplayan Mehmed Said'in rütbesi teğmenliğe yükseltili. 1918 yılında İngilizlerle Sina cephesinde cereyan eden şiddetli bir muharebe neticesinde esir düştü. Mısır'daki İngiliz Seydi Beşir esir Kampı’nda Aralık 1919’a kadar kalmıştır. Mehmed Said, ateşkesten sonra serbest bırakıldı.

 

Şahin Bey, 13 Aralık 1919'da İstanbul'a geldi ve Harbiye Nezaretinde Cemal Paşaya müracaat ederek Antep’e yakın olan Birecik İlçesi Askerlik Şube Başkanlığı’na tayin olmak isteğini söyledi. Harbiye Nezareti tarafından da Urfa'nın Birecik kazası Askerlik Şubesi Başkanlığına tayin olunan Şahin Bey, İşgal altındaki Antep'in vaziyetini görerek Antep'te kalmaya karar verdi. Antep Heyet-i Merkeziyesine müracaat ederek vazife isteyen Şahin Bey, heyetin kendisine Kilis-Antep yolunu kontrol altında tutma vazifesini vermesi üzerine derhal çalışmaya başladı. Antep-Kilis yolunun müdafaası görevi ilk önce Mısırzade Nuri Bey’e verilmişti.

 

Fransızlar, başlangıçta Antep’lilerden pasif direniş görüyorlardı. Antep ve köylüleri, Fransızlar ve Ermenilerin tahıl ve tahkimat ihtiyaçlarının karşılanmaması amacıyla erzak ve kereste satmıyorlardı. Antep’ten erzak tedarik edemeyeceklerini anlayan Fransızlar, yiyecek maddelerini diğer bölgelerden getirmek zorunda kaldılar.

 

Fransızlar, ikmallerini devamlı olarak Antep-Kilis yolunu kullanarak yaptıklarından burası önem taşımaktaydı. Heyet-i Merkeziye aldığı tedbirlerle Maraş yolunu Fransızlara kapattıktan sonra Fransızların tümen karargâhı olan Katma’dan ve Kilis Garnizonu’ndan Antep’e gelecek yardımlar önlenmiştir.

 

Yıllardır evinden, ailesinden, çocuklarından ayrı kalan Şahin Bey, kendisine verilen vatan hizmetinin mesuliyetini omzuna aldıktan sonra derhal hizmet mahalline koştu. Yıllar sonra döndüğü evinde ise ailesi ve çocukları arasında ancak bir gün kalabildi. Antep Savunması’nı her şeyin üstünde tutan Şahin Bey, Çapalı Köyüne giderek burayı merkez yaptı, 100 kişilik bir kuvvet oluşturdu. Bir süre sonra Ulamasere gibi üç önemli yerde siperler kazdıran Şahin Bey, yolun kontrolünü tamamen sağladı.

 

1920 yılı Ocak ayı başlarında köyleri dolaşarak cihadın ehemmiyetini ve faziletini anlatan Şahin Bey, kısa zamanda 200 fedaiye ulaştı. Kilis-Antep yolu, Antep harbinin kilit noktasıdır. Ne yapılıp edilmeli Fransızların bu yoldan Antep'teki işgal birliklerine yardım ulaştırmalarına engel olunmalıydı. Şahin Bey kendisine haber gönderen Anteplilere şu cevabı vermektedir: “Müsterih olunuz. Düşman arabaları cesedimi çiğnemeden Antep'e giremez!”

 

3 Şubat 1920 tarihinde Kilis’ten Antep’e hareket eden iki bölüğün himayesindeki 150 arabalı bir Fransız erzak kolu Şahin Bey kuvvetleri tarafından Kertil’de pusuya düşürülerek geri dönmek zorunda bırakılmıştır.

 

4 Şubat 1920’de Kilis yoluna hâkim olan milli kuvvetler telgraf hatlarını tahrip ederek, Fransızların Kilisler olan her türlü irtibatını kesmişlerdi. Bu esnada Antepliler, bir taraftan Şahin Bey’e cephane ve erzak göndermekte, diğer taraftan şehir içi teşkilatının tanzimine çalışmaktaydılar.

 

Fransızlar, 18 Şubatta bu yoldan geçmeyi bir daha denediler fakat Şahin Bey kuvvetlerince mağlup edilerek Kilis’e geri çekildiler.

 

5 Kasım 1919'da İngilizlerden işgal hareketini devralan Fransızlar, bir türlü Anadolu’nun bu güzel beldesini işgale muvaffak olamamakta, şehir halkı, sınırlı imkânlarıyla karşı koymaktadırlar. Fransızlar bütün ümitlerini Kilis'ten gelecek takviye kuvvetlerine bağlamışlardır. Fakat o yolu da Şahin Bey bir avuç serdengeçtisiyle tutmuştur. Şahin Bey ve fedaileri 3 Şubat'ta ve 18 Şubat 1920'de tam donanımlı Fransız birliklerini perişan etmişlerdir. Şahin Bey, zaferin ardından düşman kumandanına gönderdiği mektupta şöyle demektedir: "Kirli ayaklarınızın bastığı şu toprakların her zerresinde şüheda kanı karışıktır. Bize din için, namus için, hürriyet için ölüme atılmak, Ağustos ayı sıcağında soğuk su içmekten daha tatlı gelir. Bir gün evvel topraklarımızdan savuşup gidiniz. Yoksa kıyarız canınıza." Sürüyle saldıran düşman kuvvetleri bir avuç yiğit karşısında perişan olmanın şaşkınlığına düşmüşlerdi. Bu şaşkınlık yerini öfkeye terketmiş ve Antep'e ulaşmak düşman kuvvetleri için bir prestij, meselesi olmuştur. Fransız kuvvetleri 25 Mart 1920'de Andorya kumandasında yola çıkar. Bu Fransız küvetleri sekiz bin piyade ve iki yüz süvariden oluşmaktaydı. Ayrıca bu Fransız birliğinde, bir batarya top, 16 Ağır makinalı tüfek, çok miktarda otomatik tüfek ve 4 tank mevcuttu. Kahraman Şahin Bey, ancak yüz kişiyi bulan fedâileriyle düşmanın karşısına dikilmişti. 25 Mart günü sabahtan akşama kadar çatışma devam etmiş ve Şahin Bey düşmana ağır kayıplar verdirmiştir.

 

Şahin Bey gece gündüz uyumuyor, çatışma esnasında her tarafa yetişerek fedailerin manevî kuvvetlerini yükseltmeye çalışıyordu. Sırtındaki kaputu çıkartıp nöbet bekleyen yiğitlerin üzerine örten Şahin Bey, her hareketiyle örnek olmaktaydı. 28 Mart sabahına kadar düşmana aman vermeyen Şahin Bey, durumun gittikçe kritik hal almasından sonra kendisine geri çekilmeyi tavsiye edenlere şöyle diyordu: “Düşman buradan geçerse ben Ayıntab'a ne yüzle dönerim, düşman ancak benim vücudum üzerinden geçebilir.”

 

Çatışmanın 4.günü öğleye doğru Şahin Bey'in yanında 18 kişi kalmıştı. Fransızlar Şahin Bey’in kuvvetleri üzerine son kez top ve makineli tüfeklerle saldırdılar. Top ve mermi yağmuru altında sadece tüfekle karşı koymanın ölümle neticeleneceğini anlayan Şahin Bey’in kuvvetleri geri çekilmeye başladı. Şahin Bey’in yakınında bulunan arkadaşları birlikte çekilmek için Şahin Bey’e ısrar ettiler. O, çekilmeyi her defasında reddetti. Elmalı Köprüsü taşlarını kendine siper ederek Fransızlara ateş etmeye devam etti. Şahin Bey Fransız piyadelerinin süngü darbeleri altında şehit düştü. Onun şahadeti üzerine Milli Kuvvetler daha gerilere, Antep kuzeyine doğru çekildiler.

 

Şahin Bey’in şehit olması ve Türk Kuvvetlerinin yenilgiye uğraması Anteplileri çok üzmüştü. 28 Mart 1920'de şehit olan Şahin Bey'in ağzından dökülen son söz şu olmuştur. “Allah'ım vatanımı kurtar, alçak düşman! Gel sen de süngüle!”


Yurdumuzun kahraman evlatlarının anısına...



" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen>
( Şahin Bey başlıklı yazı Z.EFİLOĞLU tarafından 18.11.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.