/…Sene dokuz yüz bilmem kaç/tı
Elimden, anadan üryan bir şiir kaçtı…/
Zaman kesiği şimdi üstüm başım.
Heyhat !
Kim bu ağlaşanlar başımda
Ve dahi sağken
Neden bir şiirle cesetdaşım ? …
.
.
.
Sesini duymadın mı ?
Gümbürtüsü arşı titretti oysa ;
Oysa
İçimin kırık döküklüğünün
Resmi geçidi var
Gözlerinin önünde kurduğum meydanda !
Üstüme çay döküldü
Elimin yanıklığı bundandır aldanma
Bir şiir kirlettim dün !
Sen dokuz yüz bilmem kaçta…
.
.
.
Sene dokuz yüz bilmem kaç !
Ellerimde bir şiirin naaşı
Dilimde
Nefesi ceset kokan sözler var…
Oysa bilmiyorsun ,
Ben tecavüz ettim imgelere
Bundandır topuklarına süzülen kanlar…
İçinde büyüyecek p/iç’in
Doğacağı günkü çığlıklar
Ve dahi
Ölmeyecek olması olacak
Bu şiirin sana bırakacağı
En nadide bergüzar !
İkibinonbirin Aralık'ı ;
İstanbul...