Düş kemiğe işledi mi kendini nafile,

Mor bir tarlanın iki gözü önüne akar,

Kumbarasındaki tüm ölümleriyle.

 

Sonrası dalgalı bir curcuna ,

Yüreğine üzümlü kurabiye kokusu sinmiş büyük adamlar,

Bulutları şişirip balon yapan büyük kadınlar.

 

Hazırlıklar yapılıyor,

Buruk umutlar ütüleniyor,

Lekeli huzursuzluklar yıkanıyor,

Soytarılar çingene ağaçlarını sallıyor,

Masallar yeni baştan giydiriliyor,

Hüzünler traş ediliyor,

İmgeleri silinmiş öyküler yeniden işleniyor düş atölyelerinde.

 

Herkes orada işte,

En yakışıklıları mahşer vakti,

Poseidon tüfekle ördek vurmaya çalışıyor,

Ares çarpışan duygulara binmiş kıkırdıyor,

Afrodit dönme dolabın kapısını kapatmış bir işler çeviriyor,

Bukowski korku tünelinde cadılarla içiyor…

 

Yapraklardan düdükler yapıp ağaçlara üflüyorlar,

Kökünden kurtuluyor kovuğunda sıkışıp da küsen şiirler.

Hayal çırakları ustalarının gözyaşlarıyla boyuyor renksiz trenleri,

Düş eksperleri, mahzenlerinden çıkarıyorlar yıllanmış tüm rüyaları.

 

Sonra herkes sürgüsünü çekiyor şehvetlerinin,

Herkes palyaçolar mezarlığına gidiyor tereddütsüz,

Kısa ve kimliksiz bir ziyaret sadece,

Geçmişteki gülüşmelere bir şükran belki de…

 

 

Oktay Coşar

( Ruhumda Rüzgarlı Bir Karnaval başlıklı yazı marcel tarafından 1/2/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu