Martılar alçaktan uçar. Denize en yakın mesafeden. Kartal gibi değildir. Kartal göklere aittir ama martılar denizin yüzme bilmeyen balığıdır. Kartal ile martı arasındaki en temel fark rakım farkıdır. En yükseğe çıkmak veya yükseğe çıkma becerisi olduğu halde alçakta kalmayı tercih etmek. Bu başka nasıl anlatılabilir ki? İdeal nedir? diyenlere şu örneği veririm hep. "ben dünyanın en akıllı adamıyım" demek öznel bir yaklaşımdır. Ama "ben dünyanın en akıllı adamı olmalıyım" demek bir idealdir.Birinde -ne de olsa akıllıyım- düşüncesinin verdiği derin bir tembellik diğerinde ise delicesine bir çalışma arzusu vardır. Peki neden martı ve kartal.
Kartal göklerdedir. Başarılı mıdır değil midir o sorgulanabilir. Ama göklerdedir. Çalışmayı bırakmıştır. Çünkü göklerdedir. Sadece gaga ve kanattan oluşan bir yaratıktan beklenen en yüksek başarıyı yakalamıştır. Yani ulaşacağı bir hedefi kalmamıştır. Ama denize yakın olan martı şiddetli bir çekişme yaşar hayatında. Onun günleri hep didişmeyle geçer. Gün gelir kabzımalcılarla savaşır şehrin ortasında. Bazen masandaki simite sortiler yapar. Kimi zaman komik duruma düşse de o hep gayret halindedir.
Gelelim yeryüzünün en donanımlı varlığına.
insanoğlu önüne bir hedef koyar ve sadece o hedefe ideal adını verir. oysa ideal asla ulaşılamayacak bir hedeftir. yani çalışma arzusu. yani sürekli bir devinim.
Çocuklarımıza büyünce ne olacaksın derken onların hedeflerini küçülttüğümüzün farkında bile değiliz. Ne der çocuk: -doktor ya da genetik mühendisi- güldürmeyin allahaşkına. Çocuğa çalışma arzusunu aşılamadıysan doktor olsa ne yazar. Doktor olup oturacak mı yani. Başka bir şey yapmayacak mı gelecek adına. Peki biz yüzyıl sonrasına ne bırakacağız. Bir yığın doktor bir parça mühendis mi. Geleceğimizi kim imar edecek peki. Tarihimizi kim yazacak bizim. Düşüncelerimizi yarınlara kim taşıyacak. Sadece kitap sayfalarında mı kalacağız.
Yani kartal olup bulutların arasında savrulmak mı yoksa martı gibi bir bitmez sonsuzlukta didişmek mi?
İdeal bir hedefe ulaşmak değil "bir yolda olmaktır."

"tâbesten"
( Martı Ve Kartal başlıklı yazı tabesten tarafından 20.07.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.