gül efendim
. . .
hüzünlü gecenin koyu karanlığında
seni andım yine yaşlı gözlerimle
kalbimin çığlıklarına kulak verdim
sana geldim tut yüreğimden gül efendim
yalnızlık oldu yoldaşım eşim dostum
sarıp sarmaladı aşkın bütün ruhumu
bıraktı o anda yakamı efsunlu düşlerim
sen tek gerçeğim oldun gül efendim
tutsak ruhumun heyulaları olan duygularım
seninle kayboldu katmerli acılarım
ruhum huzuru gerçeği sende buldu
yaralarıma merhem oldun gül efendim
dertlerimin dermanı oldun sen
yalan olan dünyamda umudum oldun sen
sonsuzu bulmak özlemiyle kavrulurken
aşkının ziyasında erittin beni gül efendim
o uhrevi sonsuz hakikatinin yolunda
gerçek huzuru bularak kaybolmaktı emelim
bileklerimde çaresizliğimin prangalarıyla
firakının acısıyla yaktın beni gül efendim
umutlarım bir girdabın sonsuz çukurlarında
kayboldu bir kabus gibi buhranlı hayallerimle
biçare cesedimi de ardı sıra sürükleyip giderken
varlığınla ruhuma yoldaş oldun gül efendim
kelamımda yüreğimde baktığım her yerde
cümle mahlukatın gerçeğinde düşünde
karanlık gecelerin nurlu sabahlarında
fersiz gözlerime umut oldun gül efendim