“Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni.” diye seslenir Orhan abi seneler evvellinden. Bu biraz Mevlanayın, biraz Yunuslayın bir söz. Hata yapan birini sevmek ya da sevebilmek ya da sevebilme ihtimali ne yazık ki bugün bir orana vurursak yüzde sıfır oğlu sıfırdır. Hata insana mahsustur, olur olması da gerekir. Lakin aynı hatayı ikinci kez yapmak biraz abes, üçüncü kez yapmaksa baki bir şeydir serde.

                   Mardinliler trafik polislerinden çok ama çok korkarlarmış. Çünkü trafikte hata yaptıkları zaman biletleri pardon cezaları hemen kesiliverirmiş. Yani orada hataya yer yok, kusura hoşgörü sıfır. Trafikte de olması gereken budur diye düşünüyorum. Günlerden bir gün vali beyin aracının yanından Türk Hava Yolları’na rakip olacak denli hızlı bir taksi geçer. Süratten plakası dahi okunamaz. Azrail’le yarışan yok mu Allah aşkına? İşte onlardan biridir geçen pardon uçan. Tabakhanede işi var neylersiniz? Neyse… Vali bey hemen bu densizin yakalanması için emir verir. Bizimkisi hızlı yaşa genç öl grubunun jönü. Belli bir takipten sonra bizim zevatı pardon zerzevatı yaka paça getirirler valinin önüne. Vali bizim su katılmamış süzmeyi iyice bir gözden geçirdikten sonra sorar: “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” Bizimkisi korka korka: “Hayır, tanımirem.” der. Bu arada gözleri faltaşı gibi açılmış, rengi atmış, bir titreme sarmış bizim jönü. Bu titrek hal sesine de yansımıştı. Vali bey tekrar konuşur:  "Ben Mardin Valisiyim.” der. Bizimkinin yüzüne kan gelir, gözlerinin iki numara büyüyen hali normale döner, titrek hal durağana geçer aniden. Bizim jön konuşur: “İyi hemi de çok iyi!” der ve ekler, “Ben de zannederem ki trafik polisisen. Problem yoktur o zaman.” Tabi Vali beyin emri ile okkalı bir ceza kesilir bizim artiste. Problem yoktur ha!
                Felsefeniz şu olmalı: “Yine dene, yine yenil. Daha iyi yenil!” der Samuel Beckett. Hata yapacaksınız, yanlış yapacaksınız, yenileceksiniz elbet, kusur olacak ama tekrarı en aza indirgenecek bu hataların, kusurların, kabahatlerin. Yani kabahatiniz özrünüzden büyük olmayacak. Yenilgileriniz belki de zaferinizin temeli olacak unutmayın.
Orhan Abi'nin meşhur şarkısının sözlerini yazalım, yorumlayalım naçizane.
         "Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni"Günümüzde kaç kişi böyle sevebilir? Ufacık bir yanlışta terk edilenler facebookta grup kurmuş da haberimiz yok.
          "Dermansız dert olmaz, dermana sal beni "  Bütün dertler senin abi! Dertsiz adem adam mı sayılır? Dert bir değil ki sayımını yapabilesin.
          "Kaybettim kendimi, ne olur bul beni " Belediye bulsun, favoriler uzun mu uzun, boy tıknaz, bıyık gür, saçlar arkaya taranmış, gözler gülüyor, boyun kısmı yok gibi, pantolon İspanyol...
           "Yoruldum halim yok, sen gel de al beni." O senin problemin abi, sevgi ağırlık yapar hele bir de 100 kiloysa sevdiğin.
            "Feryada gücüm yok, feryatsız duy beni " Üç maymunu bilir misin abi? Evet ben de bilirim.
             "Sevenlerin aşkına, ne olur sev beni " Sevmek bu kadar ucuz değil, günümüz sevmeleri yalan.
             "Sev beni... " Hayır, tarzım değilsin.Arabesk bir hal oldu bana ya!
             "Bu feryat, bu hasret, öldürür aşk beni "Feryadı andelibe sebep nevbaharmış der şairin biri.
             "Uzaktan olsa da, razıyım sev beni " Gözlerim bozuk valla kusura kalma, iyi göremiyorum.
             "Razıyım sev beni..."   Bu kadar mı sadece?
            "Ümitsiz yaşanmaz, sevmemek elde mi?" Ümit diye birisini tanımıyorum.
            "Can demek sen demek, gel de gör bende mi?" Can demek değil o, patlıcan   demek.                    
             "Sözümde sitem var, kalpte mi dilde mi?" Sitemsiz olmaz, kabul.
           "Tez elden haber ver, o gönlün elde mi?" Samanlıkta, samanlık alev alev.
           "Feryada gücüm yok, feryatsız duy beni" Üç maymun demiştim.
            "Sevenlerin aşkına, ne olur sev beni "  Nayır, ben de erkeğim.Sevemem seni.

           Her şeyi yanlış anlarsak işte o zaman durup düşünmemiz lazım. Bir de hatasını kabullenemeyenler vardır toplumun anaforunda debelenip duran. Yaptığı yanlış bir işten dolayı sorguya çekilirken ‘Nuh der, Peygamber demez’ bu tipler. Hâlbuki Nuh dese iş bitecek ama nerede? Biz N harfine de razıyız gerçi. Aşağıdaki diyalog insanı fıtık etmez de ne eder allasen?
Hatasını kabul etmeyen şahıs: “Valla ben yapmadım.”
İnsanları hatasıyla seven kişi: “Oğlum yemin etme sen yapmışsın işte!”
Hatasını kabul etmeyen şahıs: “Katiyen kabul etmiyorum, ben yapmadım.”
İnsanları hatasıyla seven kişi: “Ya şahitler var.”
Hatasını kabul etmeyen şahıs: “Kim ki o şahitler, yalancı şahitler.”
İnsanları hatasıyla seven kişi: “Oğlum kamera var yakalanmışsın işte.”
Hatasını kabul etmeyen şahıs: “Montaj o,kesinlikle hile.”
 
            “Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni...” diye seslenir Orhan Abi seneler evvellinden. Bu biraz Mevlanayın, biraz Yunuslayın bir söz. Hata yapan birisini sevmek ya da sevebilmek ya da sevebilme ihtimali ne yazık ki bugün bir orana vurursak yüzde sıfır oğlu sıfırdır. Hata insana mahsustur, olur olması da gerekir. Lakin aynı hatayı ikinci kez yapmak biraz abes, üçüncü kez yapmaksa baki bir şeydir serde.

( Hatasız Kul Olmaz başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 4.02.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.