COÇUK İSTİYORUM
Yalçın, özel bir sektörde çalışırdı. Akıllı, dürüst, çalışkan, yakışıklı yalnız hayallerle yaşardı;
bunun nedeni çocuklugunda fazla çizgi roman okumasıydı. Çok duygulu, kalp kırmaktan çekinen biriydi,
paylaşmayı severdi. Yalçını ailesi evlendirmek ister, ailesine ses cıkarmazdı...
Anne babasına düşkün,yüzlerini güldürmek için elinden gelen herşeyi yapardı.
Anneyle baba suzan diye bir kızı begenmişlerdi. - "Yalçın oğlum bir eli, ayağı, ailesi düzgün saygıda ve sevgide kusur etmeyecek
bir tatlı kız bulduk. Gel bu akşam bir gidelim sen ne dersen o olur yine, beğenirsen
hemen bir söz keseriz."
Akşam yalçını götürürler. Yalçın Suzanı, Suzan Yalçını görür. Bir birlerini iyice süzerler, çaylarını içtikden sonra yalcının babası
müsade ister, kalkarlar. Baba -"ee olum nasıl, keklik gibi bize yakışır ne dersin? en çokda sana yakışır oğlum"
Yalçın -"siz daha iyisini bilirsiniz babacım". annne güler -"tamam oğlum sen beğendiysen mevzu yok." Yalçın ses çıkarmaz.
Bir hafta sonra, Suzanla Yalçın'ın sözü kesilir.iki ay boyunca Yalcın ve Suzan bir birlerini tanır. Aileler sözü hem nişan hem düğün
yaparak Yalçın ve Suzan'ı dünya evine sokarlar.
Yalçınla Suzan'ın evliliği gayet huzurlu ve mutlu geçmektedir. Aradan iki yıl gecer, coçukları yoktur, iki ailede Yalçın ve Suzan'ı
"daha ne zaman çocuğunuz olacak" diye sıkıştırırlar.
Oysa; Yalcın ve Suzan'ın daha önceden coçuk istediklerini kimse bilmemektedir. Yalçın ve Suzan ikiside kısırdır,içten içe kendilerini yerler.
Yalçınla Suzan görücü usulü ile evlenseler bile birbirlerini deli gbi seven, hiç üzmeyen karı kocadırlar.
Bir birlerine moral veren Yalçınla Suzan, aile baskılarına rağmen hayata hep olumlu bakarlar.
Yalçın'ın çocuk sevgisi her gün biraz daha yüregini yakar.Aradan yıllar gecer, sekiz yıllık evlidirler. Suzan'ın yüreğinde ayrı bir heyecan ve mutluluk vardır.
"Yalçınla doktor işini bir daha konuşmak lazım, biz tek başımıza hastaneye gitdik,
özel doktora gidelim diye içinden gecirir".
Sanki Yalçınla konuşunca çocukları olacakmış gibi bir hisse kapılıyordu.
Akşam işten gelen Yalcın'ı kapıda karşılar suzan -hoş geldin canım
-hoşbulduk birtanem
-hadi ellerini yıka yemek hazır
-tamam canım kurt gibi acıktım bugün öğle yemeğide yemedim.
-neden canım hastamısın yoksa?
-yok canım istemedi
-tamam ozaman." sofraya otururlar.Suzan -"canım şey ben sana bir şey sormak istiyorum.
-buyur birtanem
-şey, Yalçın
-efendim
-Yalçın
-hadi ama ne söyleyeceksen söyle
-canım biz tekrar doktora görünsek diyorum,özele gidelim sende,bende çok istiyoruz çocuğumuzun olmasını
-aslında doğru söylüyorsun senelik iznimi alayım ,gidelim bir araştıralım.
-olur birtanem
-çocuğumuz olsun olmasın,seni çok seviyorum!
-bende birtanem ama bir altın topumuz olsa..." Allahım ne olur bir çocuk ver yuvamıza diye dua ederler
Akşam olur yatarlar.Suzan uymuştur ama Yalçın'ı uyku tutmaz,gece sabaha kadar uymaya çalışan Yalçın, kalkar bir abdest alır iki rekat namaz kılar,
ellerini semaya doğru açar "yarabbim ne olur bir çocuk ihsan eyle bize"diye dua ederken gözünden yaşlar seller gibi boşalır.Yalçın kendinden geçmiş
"sen merhametlilerin en merhametlisi, sen acıyıcıların en acıyıcısı, sen yücelirin en yücesi Yalçın kuluna sağlıklı bir evlat ver"diye mırıldanırken biraz
sesli dua eder ama kendide farkında değildir.suzan uyanmış, arkasında "amin amin" der. Yalçın'ın dualarına, Suzanın gözündende seller gibi yaşlar dökülür.
Yalçın kendine gelir, bakarki eşi arkasında sarılır ikisi birlikte aglarlar. Sabah olmuştur. Yalçın, "Allah hakkımızda hayırlısını versin, o vermezse elimizden bir şey gelmez,canım hadi
bir kahvaltı hazırla işe geckalmayayım. Suzan göz yaşını siler, mutfakta kahvaltıyı hazırlar,
Yalçınla kahvaltı ederler, arkasından Yalçın'ı işine ugurlar.
Suzan gece uyumadığı için üzerine bir ağırlık çöker, kanepeye uzanır uzanmaz uyur ve rüya görmeye başlar
yeşillikler, güller içinde bir parktadır.Önünde bir erkek coçuk oyun oynar, suzan ona bakar ve okadar mutludurki
dünyanın en mutlu insanıymış gibi, o sırakapı ziline uyanır.
Suzan kapıya yönelir ve kapıyı acar kapının önünde bir dilenci, kırk elli yaşlarında
üstü başı param parça, saçı sakalı birbirine karışmış "-buyur amca
-kızım çok açım, karnımı doyururmusun.
Suzan hiç teredüt etmez dilencinin hali Suzan'ı çok etkilemiş tir.
-tabi amca buyur, Allah seni bize göndermiş aç olan doyurulmazmı, gel mutfaga gidelim.
dilenciyi mutfaga götürür ama yemek yoktur.
-Amcacım yemegim yok, kahvaltılık birşeyler hazırlayım sana.
-olur kızım. Dolapta bal,reçel,tereyağ,peynir,zeytin ve ne varsa dilencinin önüne koyar.Dilenci öyle bir yerki, kıtlıktan cıkmışcasına
"Allah razı olsun kızım senden" diye de dua eder.Hem yemeğini yer, hemde sağa sola bakınır,
-allahallah kızım sen evli degilmisin?
-evliyim amcacım
-peki kocan nerde?
-işte
-peki çocukların
-ahh sorma be amca çocuğumuz olmuyor
-nasıl olmuyor?
-doktora gittik kocamada banada kısırsınız dediler
-allahallah
Yemegi bitmiş dilenci, "kızım sen beni doyurdun allahda seni doyursun, sen beni doyurdun
allahda seni üzmeden doyursun hadi allah emanet ol kızım" der kapıya dogru yönelir suzan
"bir dakka beni beklermisin amca?" "olur kızım" suzan odalarına gidip
yalçının giymediği elbiseleri bir poşete doldurup gelir "amcacım eşimin giymedigi elbiseler, kusuruma bakma ama üstündekiler çok kötü bunları giyersin diye, poşete koydum allah razı olsun kızım
kapının eşigine gelen dilenci, orda durur. "Rahmetin kalmadımı, lütfun kalmadımı, güle gül vereceksin!" diye heybetlice bagırır. Suzan korkar, "ne oldu amca?"
"bişey yok kızım, hadi Allah'a emanet ol üzülme, allah senden razı olsun" der ve dilenci gider, arkasından baka kalır Suzan
dilenci nedemek istedi niye birden merhametin kalmadımı,lütfun kalmadımı, güle gül vereceksin diye bagırdı diye düşünür, akşama kadar kafasında dilenci vardır.
Yalçın,işten gelmiştir. Suzanla yemeğe otururlar, Suzan;
"-canım bugün eve, bir dilenci geldi
-iyi boş çevirmeseydin, hanım
-yok çevirmedim, "karnım aç" dedi, mutfağa götürdüm, karnını doyurdum, senin giymediğin elbiseleride verdim
-iyi etmişsin ben giymiyordum zaten, garibana yarasın
-Yalçın, dilenci bir tuhaftı ama
-nasıl bir tuhaftı?
-"sen evlimisin,çocukların nerede" diye sorular sordu.Çıkarkende,"merhametin kalmadımı, lütfun kalmadımı,güle gül vereceksin"diye bağırdı.
-allahallah belki zararsız delisir hanım,korkmasaydın
-korkmadım da, kafama takıldı
-aman hanım, hadi sofrayı kaldır, yarın araştırma yapacaz.Belki yarın özel bir doktora gideriz,hadi yatalım
-tamam sofrayı kaldırayım,hemen geliyorum."
Yalçın yatağa yatmış, Suzanda arkasından gelip yanına yatmıştır. "iyi geceler canım" "sanada bitanem"
diyerek uykuya dalarlar. Suzan rüyasında yine aynı parkta güller ve yeşiller içinde bankta oturuyor, önünde erkek bir coçuk
oynuyor "ali terleyeceksin yavrum çok koşma" diye bağırıyor Yalçın ise Suzan'a ve çocuğa bakarak gülüyordur.
Sabah olur. Suzan hemen rüyasını, Yalçın' a anlatır. Yalçın "allahallah hayırdır
hanım aynı rüyayı bende gördüm." Şaşkındırlar ikiside, o sırada bir telefon gelir.Yalçın arkadaşından
bir doktor bulmasını rica etmiştir, arkadaşı arar, doktorun adresini Yalçına verir.
Yalçın doktoru arar, doktor; "bugun müsaitim, bir saate kadar gelebilirseniz bakarız" der. Yalçın; "tamam doktor bey, bir saat sonra yanınızdayız" deyip telefonu kapatır.
Suzan'a "hemen hazırlan doktora gidecez"der. suzan beş ondakika içinde hazırlanır.
Dışarı cıkıp, hemen bir taksiye binerler ve doktorun muhayanesinin
önünde inerler. dokturun muhayanesinin kapı ziline basan Yalçın'ı sekreter karşılar.
"-hoş geldiniz efendim, Yalçın ve Suzan değilmi?"
-evet
-tamam hoşgeldiniz,doktor beyde sizi bekliyordu. Siz oturun ben geldiğinizi haber vereyim.
deyip doktorun yanına girdi çıktı sekreter
-buyrun doktor bey sizi bekliyor.
Yalcınla Suzan içeri girerler ve durumlarını anlatırlar. Doktor; "sizden bir kac tahlil isteyeceğim, bunları yaptırın öğleden sonraya tahlil
sonuçları çıkar, bana getirin bir bakalım ona göre hareket ederiz" der. Yalçınla Suzan tahlilleri verirler, dışarda biraz gezerler, ögle saat üçe gelir
Yalçın; "belki tahlillerin sonuçları çıkmıştır bir bakayım hanım" "beraber bakarız"
diye yanından ayrılmayan Suzanla tahlillerin sonucunu almaya giderler, tahlil sonuçlarını sekreter
Yalçın'a verir yalcın ve suzan doktora tahlil sonuçlarını hemen verir.
Yalcınla suzan, doktorun gözüne bakarlar ne diyecek diye, kalpleri öyle atarki yerinden çıkacak gibi.
"-hımmmm Yalçın bey ikinizinde sonuçlarında problem yok, yalnız başka sorun var
-ne sorunu doktor bey söylermisin?
-eşiniz Suzan hanım bir haftalık hamile."
Yalçın ve Suzan şok olmuş bir birlerine bakıyorlar şaşkın şaşkın,
Yalçın kendine gelir, "Allahım şükür" diye bağırarak Suzan'a sarılır.
Doktora; -peki bize hastane bu raporu nasıl verdi?
-belki bir yanlışlık olmuştur
Yalçın;" gecmiş gecmişte, hadi canım kalk, doktor bey teşekür ederiz" deyip müsade isterler.
Yolda giderken Yalçın ve Suzanın mutluluk gözlerinden fışkırmaktadır,
evlerine doğru taksiye binerler, etrafına mululuk saçan Yalçınla Suzan
evlerine varırlar, kısa zamanda Ali isminde bir çocukları olmuştur ve ömür boyu mutlu bir çift olmuşlardır.
Allahtan umut kesilmez hayat olumsuzluklarla doludur
sabır, sukunet ve sevgi duvarına yaslanan her kul tıkalı olan tüm kapıları acar...
_SON_

süleyman erkuvan
( Coçuk İstiyorum başlıklı yazı suleyman-erk tarafından 28.07.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.