Zevki alem içinde geçerken gece 
Bir kadının rahmine yapışır cenin
Artık olan olmuştur yok başka çare
Diye diye doğurur beni cahilce
Bir ben doğsam es kaza, hadi ne ise 
Birken, iki, üç, beş
Çoğalırız nice...

 


Azardı, dayaktı, serpiliriz yollara 
Artık haracımdır bir nasipsiz kula
Sonra ektiklerini biçerim, biçerim de 
Yine azar, yine dayak, yine küfür yerim... 
Korkarım ses çıkaramam 
Toplarım ürünlerini bir bir 
O körpecik bedenimle...

 


 
Akşam olunca tutarım evin yolunu 
Ev mi? 
İsmen evdir de 
Ya cismen? 
Onlar için zevki alem 
Benim içinse 
Anne baba sıfatı yüklenilmiş iki yabancıyla,
Yaşamak zorunda bırakıldığım bir sığınak
Gerçek babam kimdir, nedir, onu bile bilmezken, 
Düşünemiyorum daha başka bir ad,
Onlara ne diyeceğimi?

 


Bildiğim tek şey; 
İyi ki yapışmışım o tene ve  
Sayemde olmuşum onların en sadık
Haraç mezat kapısı... 
Ye... Ye...
Hiç tükenmeyen 
En güzel, en doyumsuz meyvası…

 



Diğer bir adımsa
Bir çoğuna göre de ekmek teknesi…
Ekmek teknesi!

 



Peki, soruyorum o zaman?
Benim burada, suçum ne... 
Kabahatim ne...
Doğmak mı?



Kardelen
Serap Sönmez
( Ekmek Teknesi başlıklı yazı KARDELEN tarafından 5/21/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.