Saygı Değer Sen de Yaz Üyesi  Dostlar , Değerli Yöneticiler ve Editör Arkadaşlar,

 

Hepinizin bildiği ve / veya okumuş olacağı üzere geçtiğimiz gece yarısı üslubu itibariyle son derece düzeysiz olan “ Hoşçakalın “ başlıklı bir yazı asmış idim. İlgili yazıda adı geçen tüm arkadaşlardan özür dilerim. 20 yıldır altlı üstlü oturduğumuz aile dostumuz, arkadaşım, eşi eşimle arkadaş, çocuklarımızın bir arada büyüdüğü ben yaşlarda bir arkadaşımı geçirdiği kalp krizi sonucunda kaybettik, Rabbim taksiratını affetsin, gani gani rahmet eylesin, toprağı bol ruhu şad, mekanı cennet olsun. Çoluk çocuk ortada kaldılar, ateş düştüğü yere yakar, acımı ve hüznümü anlatamam. Birkaç yoğun seyahatim arasında haber aldım, hafif alkol de almıştım bir nebze rahat uyuyabilme adına, daha sonra ne kadar içtiğimi anımsamıyorum, alkol koması denilen bu olsa gerek, iyi ki bir dostum da yanımda idi. Bir ara siteye girdim sözüm ona kafa dağıtıp başka konularla ilgilenmek için, anlaşılan tam dağıtmışım.

 

Alkolün arkasına sığınmak zayıflıktır ama başkaca bir gerekçem yok, üslup ve nezaket en önemsediğim konuların başında gelir, gündelik hayatımda len, lan gibi sözcükleri dahi kullanmam, sadece şiir ve yazılarıma espri boyutu yüklemek için kullanırım. İçimdeki keder nedeniyle önüme kim geldiyse yorumlar dahil olmak üzere saldırdım, bu tuhaf tepkimeyi açıklamakta da zorlanıyorum zira anlaşılır bir durum değil gerçekten, ama oldu bir kere, ne yapabilirim ? Kim kendini küçük düşürmek ve arkasından özür dilemek ister ki ? O kızgıyla bir arkadaşımızı da durduk yerde engellemişim, doğal olarak kendisi de beni engellemiş, gepe genç pırıl pırıl bir arkadaşımızın şiirlerine tutarsız yorumlar yapmışım. Kimseden bu durumu anlayışla karşılamasını beklemiyorum, talep de etmiyorum ama bu gerçekten ben değilim, sadece kendimi ifade edebilme amacıyla işbu yazıyı kaleme alıyorum. Yazımda özellikle bir kaç değerli editöre de yer vermişim oysa ki geldiğim günden beri her iki üç hanımefendi de gayet üsluplu, esprili, düzeyli  ilişkiler içerisinde olduğum ve sürdürdüğüm fevkalade değerli isimlerdir, gerçekten anlayamıyorum ve kendime yakıştıramıyorum yazdıklarımı ki sizler nasıl yakıştırasınız.

 

Yaz yaz, konu dönüp dolaşıp hep aynı yere gelecek, inanınız çok üzgünüm, siteden değerli bir kalemle de telefonda konuştum, zor toparlayabildim sözcükleri. Her türlü hukuki sonuçlarına da katlanmak kaydıyla şu yaşıma kadar doğru bildiğimi ifade etmekten hiç geri kalmadım, bundan sonra da kalmayacağım ama üslubu ve izanıyla, medenice. Değerli yönetici yazdıklarımın dava konusu da edilebileceğini belirtmiş ki haklıdır lakin bu olasılığın varlığı kalemimi oynatma yönünde beni zerrece etkilemez, etkilemeyecek, dediğim üzere yasal sonuçlarını da hesap eder ve katlanırım, önüme konulacak bedeli göze alırım, yeter ki üslubum da bozukluk olmasın, kullandığım ifadeler yenilir yutulur cinsten değil, gerçekten anlayamıyorum, nasıl aldım kaleme, inanamıyorum, insan olanın insana yazacağı yaklaşacağı bir tarz değil benim yaptığım. Adam olana verilebilecek en ağır müeyyide yazımı silmemek ve üyelik kaydıma yönelik olumsuz tasarrufta bulunmamak idi ve böyle de oldu. Yazımı sakin kafayla görür görmez kendim pasifledim.

 

Ödüllendirme sistemi ve kriterlerin nesnelliği, şeffaflığı sosyal ilişkilerde ziyadesiyle önemsediğim bir konudur. ABD’yi ABD yapan sinema ve ödüllendirme sistemleridir, milyonlarca ödül dağıtılır her alanda ve hemen hemen yılın ayın günün her zaman diliminde. Motive edici etkisi bir numaralı toplumsal kalkınma dinamiğidir, yılın annesi, babası, evladı, en iyi servis yapan lokanta, balığı en iyi yapan lokanta, yılın ilk ürünü, buğdayı, en başarılı öğrenci, şiirler, yazılar, kompozisyonlar, spor dalları vs vs köy bazında kent bazında ilçe bazında kasaba bazında… Doğruluğunu bilemediğim bir söylentiye göre yıllık 17 milyar ödül dağıtılıyormuş üç yüz milyon nüfuslu bir ülkede, varın siz hesap edin artık. Demem o ki had safhada önemsenir ve önemsenmelidir de bence. Hal böyle olunca ödüllendirme mekanizmalarının sağlam, objektif, nesnel, ölçülebilir, nedenselliği olan, açıklanabilir, sürdürülebilir ilkelere dayandırılması çok önem arz eder. Bu noktadan hareketle “ yıldız ve seçki “ konularında da yazmak istediğim epeyce başlık var ama bu yazının konusu değil elbet.

 

“ Hoşçakalın “ başlıklı yazımı kelimenin en hafif tanımıyla “ terbiyesizlik ve deli saçması “ olarak ifade edebilirim, tekrar hepinizden çok çok özür diliyorum.


Ne yorum ne de bir başka başlıkta bundan böyle pek yazabileceğimi de sanmıyorum, en azından şu an böyle düşünüyorum, hakim olunamayan kalem kalem değildir.

 

Saygılarımla

Mehmet Çağatay ÜNLÜTÜRK

( Özür Diliyorum başlıklı yazı MCU :) tarafından 19.07.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu