Tren istasyonlarında taş binalar

Yolcular kadar yalnız

Yolcular gibi durgunlar

Ve önlerinde dikilen ahşap çitler

Yalnızlıklarını perçinler

Suskun bakar yolculara

Çatıya tırmanan asma

Sır saklar gibi boğunuk akar

Gerdanlığı, zincirli tasa

Kireçle süslenmiş dilsiz çeşme   

Pehlivan ağaçların gölgesi iner

Emektar, tertemiz kaldırım taşlarına

Serçeler, serçeler neşeli değildir burada

Bakar bakarlar yolculara

Lacivert ceketli akıllı adamlar

Ellerinde kâğıt demetleri

Gözlerinde saat

Suskun ama düzenli çalışırlar

Sinirsiz toprağa serilmiş yatar

Kendisini trene feda etmiş sabırlı raylar

Raylar arasında dolaşır neşesiz serçeler

Serçeler savrulur ansızın pır diye göğe deli fişek

Ardından uslu sessizliği yırtan

Ölgün yaşanan zamanda beklenen

Tren bağırır uzaklardan

Geldiği yerlerin hüzünlü selamını

Hüzün bulanır hüzne

Lacivert ceketli akıllı adamlar

Ellerinde kâğıt demetleri

Gözlerinde saat

Çıkarlar taş binalardan

Derin oflar çekerek durur tren

Suskun yolcuların mutsuz bavulları

Biraz daha hüzün katar katara

Homurdanır bir daha tren

Öttürür düdüğünü

Acımadan, serilmiş yatan raylara

Hüzün taşır yeni istasyonlara

Ve sakin telaş ansızın kaybolur

Tren istasyonunda taş bina

Çatıya tırmanan asma

Kireçle süslenmiş dilsiz çeşme

Pehlivan ağaçların gölgesi

Emektar, tertemiz kaldırım taşları

Lacivert ceketli akıllı adamlar

Kendisini trene feda etmiş sabırlı raylar

Serçeler, serçeler neşeli değil burada.

 

Konya, Haziran 2012

 

( Tren başlıklı yazı Ali Akın tarafından 29.08.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.