İmkansız

Hayatta imkansız diye adlandırılan bir çok şey vardır. Bende öyle bir şey yaşadım ve sizlerle paylaşmak istedim…
 
İki sene önce başlamıştı her şey .  O zamanlar her şey toz pembe gözükmüştü gözüme. Kim bilir çocukluktan,gençliğe doğru attığım ilk adımlarımdı belkide..Hiç olmayacak birine ama gerçekten imkansız denebilecek kadar yanlış,uygunsuz birine aşık olmuştum işte,dedim ya deli zamanlarım… Beklemek ne kadar itici,üzücü,hatta iğrenç bir kelime. Belki de sonsuza dek beklemem gerekiyordu onu. İnandım kendime güvendim. Zaten kendimi bildim bileli inanılmaz bir güvenim vardı . ilk zamanlar hayatımda her şey normal ve güzel gidiyordu. Beni seven üstelik benimde sevdiğim bir kişi vardı.Aynı kişiydi bu.  Bir ay iki ay geçti ufak kıskançlıklar, gözyaşları ve tebessüm ile son bulan çatışmalar başlamıştı bile. İlişkimiz kötü sinyallerini vermeye başlamıştı. Bu bir uyarıydı ve ben bunu göremiycek kadar kördüm.  O ise beni her şekilde kandırmaya müsait kendinden çok emin , daima kendini haklı çıkaran bencilin biriydi. Böyle diyorum ama  tabii ki bunları o zaman göremıyordum. Aşkın içine düşmüş, kanmış biriydim.  Ufak tefek hediyler  alır gülümserdik birbirimize. Aslında o bilirdi tebessümlerimizin altında bir volkan gibi patlamayı bekleyen acılı gözyaşlarımızı. Susardı … Sanırdım ki üzülmemi istemez her şeyi içine atardı. Yanılmıştım tabiki.
 
 Kokumu severdi , koku ile başlarmış aşklar ne zaman koku girerse sohbetin içine bir aşk doğmayı beklermiş.. Öyle derdi..parfümümü yanımda taşırdım hep, ansızın ona sıkmak için. Hoşuna giderdi ama kokumu saklaması gereken biri vardı yanında… Zaman geçti çok zaman geçti ben daha da çok sevdim, daha da çok bekledim sıkılmadan acılarım ile birlikte. Sandım ki susup beklersem her şey iyi olacak. Ama olmadı bir gün o iğrenç cümleyi okudu kör gözlerim açılarak… Kendisini bile sevmediğini, çözemediğini söyledi. Ve ekledi ‘’ Seni sevmemi nasıl beklersin?’’ Doğru söylüyordu, kendisine saygısı olmayan biri beni nasıl sevebilirdi ki? Devam etti … ‘’ Bitti ‘’ dedi.. "Ama!" Dedim.. Ama’sı yoktu onun için. "Ama!" Dedi... Emeklerim… Onlar ne olacaktı? Kendimden ödün verip gözyaşlarım ile beklediğim geceler, gündüzler, çalmayan telefonlar, aranamayan telefonlar... Onlar ne olacaktı şimdi? Çöp müydü hepsi? Oysa ben her gece umut eklemek için hayal kurardım kendi kendime. Bazen göz yaşı dökerdim mutluluktan. Herşeyi en ince ayrıntısına kadar hesaplamıştım çoktan. Herşey geçecekti. Ben onun hayatında çok farklı bir yerde görürdüm kendimi. Bu yüzden verdiği tüm sözleri tutacak ve ileride muhteşem bir düğün yaparak evlenecektik biz. Çünkü hasretliydik, özlemliydik.  Geceleri aynı yastığa baş koyamasakta hak ettiğimizi bulacaktık bir gün. Ben sandım ki iyi şeyler hak ettik. Ama gördüm ki karşımdaki insan sadece kendi hak ettikleriyle ilgilenen biriymiş. Benim payıma düşen hayal kırıklıklarımmış. Ona hep güvenmemi istemişti… "Güven" dedim.  Sustu… "Zaman" dedim. Sustu… "Biz" dedim. Yine sustu… Ben hep sordum, o hep sustu…  Gitti.. O hep gidecekti, yine gidecekti... Çok geçmedi iki hafta sonra beni aradı ve " Özür dilerim seni seviyorum!" dedi... Zaman durmuştu benim için yine affetmiştim onu ve hatalarını.
 
 Bu uzun zaman böyle devam etti ben hep inandım, hep yanıldım. Sözünü tutmuştu sonunda kuşlar kadar özgürdük ikimizde. Üzerinden 2 ay geçti ve  geçmişine dönmek istediğini söyleyip yine, yeniden gitti. Ben hep kırıldım, kendimden eksilttim bağırdım, ağladım, zaman zaman küfür ettim. Ama geceleri hep ağladım… Çünkü kimsenin  beklemediği kadar beklemiştim onu.. Kimsenin kalbinde dokunamadığı yerlere dokunmuştum bir kere, vazgeçmek olurmuydu şimdi?  Gitti… Ona hiç ulaşamadım. Bir gün kokumu sakladığı kişiyi aradım ve onu telefona istedim . Telefonda ki ses onun sesiydi. O an o sesi duyana kadar inanmamıştım gerçektn gittiğine… Ama o gitmişti. " Pardon tanıyamadım!’’ Telefon kesilmişti. O an bulunduğum yer mezarım olmuştu sanki. Hiçbir  şey hissetmemiş, 20 saniyeliğine ölmüş gibiydim. Sonrası meçhul ne siz sorun, ne ben söyleyeyim…  Sonraları tekrar iletişime geçmiştik tabiki. Beni aradığında tek bir şey söyledi. " Böyle olması gerekiyor’’ Uzun zaman onu beklemem gerektiğini ama benden bunu isteyemiyceğini belirtmişti. Değer veriyordu kendince. Ben tekrar kendi kendimi kandırmıştım ‘’Beklerim’’ demiştim. Konuşmamız böyle sonlandıktan sonra benim için saniyeler saate denkti artık. Uzun zaman çok uzun zaman beklemek düşüncesi beni korkutsa bile içimde ona karşı sağlam bir bağ olumuştu bir kere.
 
 Kafaya koymuştum … Bekleyecektim… Öyle de oldu . Bekledim fakat 1 hafta sürmedi şartların değiştiğini ve beklememe gerek kalmadığını söyledi. Mutluydum yine kazanan ben olduğumu sandım.  Zaman geçti o fazlalıklarından tamamen kurtulmak üzereydi , daha da mutluydum. Ama gözden kaçırdığım bir şey vardı.  Biz birbirimize uygun değiliz diyordu sürekli. Belki de doğruydu. Sürekli çatışarak geçmeye başlamıştı günlerimiz. Bu durumdan çok rahatsız olmaya başlamıştım.  Sürekli ayrılıp, birleşmelerin sonu gelmiyordu. Belki de hiç birleşememiştik fark ettirmeden, farkına varmadan…  Bir  gün bana ihanet ettiğini öğrendim. Onca emekten , dökülen yaşlardan, kaçışlardan,kavuşmalardan sonra … Aslında ihanet ettiği ben değil aramızda olan şeylerdi. Bu daha da kötü geliyo kulağıma şimdi… Aramızda ki bağ kopmamıştı ama inceldiği kesindi. " Nerden inceyse ordan kopsun!’’ dedim ve bitirdim. 
 
 Bitmişmiydi gerçekten. Sizlere anlatmak isteyipte yazamadığım, anlatmak isteyipte atladığım … unuttuğum.. çok şey var daha.  O an sadece durup düşündüm ,inkar etti başta. Yalanladı. Üzerine gittim ve kabullendi. O biliyordu. Bunca şeyden sonra tek bir yalanı ile beni kaybedeceğini biliyordu. Canımı bile bile yakması benim canımı daha da çok yakmıştı.  İhaneti kabullenmişti. Sadece ‘’ TAMAM’’ dedim.  Her şeyi toplayıp mahalledeki çöpe attım. İhtiyacı olan insanlar alıp kullanacaktı artık. Kim bilir derin hatırası olduğunu anlayıp göz yaşı bile dökeceklerdi belki de.. Çünkü onlar insandı… Canım hiç acımadı onca hatırayı güzel günlerimi iyilikleri kötülükleri  yok ederken. Bana ait değillerdi artık. Sandım ki onlar ile birlikte onu da çöpe atarım. Ama olmadı. Dayanamayıp tekrar ardım tekrar tekrar … Olmadı . Çünkü biliyordum, bana yaşattığı derin acıların boşluğunu artık o bile dolduramıycaktı…  Onu affedemiyceğim için döktüğüm yaşları göremedi hiçbir zaman

Şimdi düşünüyorum.. Hangi gecenin altında , hangi mekanda, hangi içecekle hangi hoş sohbete değiştin beni?

Hangi sandalye de sattın beni ucuza?

Hangi tebessüme değiştin gözlerimi?

Unut gitsin...

Her şey geçecekti

Böyle büyüyecektim

Her şey geçti

Ben büyümedim

Ben unutmadım…

Bulutlu bir gece üstelik yarın iş başı

Artık uyuyabilirsin

Çünkü biliyordu; Kalbine artık kimse öyle dokunamayacaktı

Ve telefon kesildi… 

( İmkansız başlıklı yazı Veda tarafından 9/6/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu