1 Yol

İplik iplik,

yağan yağmurla

başladı yolcu yola
 

 

Daha gün ağarmamıştı

Yıldız,

düştü göz bebeğine

İçine işledi ışık,

diyordu sanki ona

“Yolun, uğurlu ola!”
 

 

Yol,

incecik ve aydınlık

bir kuşaktı

Yol,

kıvrım kıvrım

Yol,

Dağ ile denizin

buluştuğu noktada

Yol,

Sonsuzluğu muştulayan

kavşaktı
 

 

Yolcu,

özlem doluydu

Her an yağacak

bir buluttu sanki yüreği

Bulut,

yükünü döküverse

Ah, şöyle bir

Damlaların

güneşle buluştuğu yerde

Gökkuşağı,

renklerini serperdi zamana

Ve günler erir…
 

 

Gözlerini dört açtı yolcu,

yolun her bir gözüne

Günün içtiği

bütün renkler eşlik etti

Yolcunun

Gönlündeki gizine
 

 

Yoldaki tüm levhalar

yola seferber oldu

Yolcu işaretleri

Yüreklice okudu

Renkli kalan yazılar

Gül serperken yoluna

Silik duran yazılar

Gün ışığıyla soldu…
 

 

Güneş,

yolu sıcaklığıyla sardı

Yolcu,

kan ter içinde

Dağın başına vardı
 

 

Yayla serinliğiyle

Gönlü ferahlayınca

Yolcu,

Göze alabildiği huzurla

Ömrünü yeşile yaydı

Yolcu,

soluklandı bir nefes

elinde bir tas ayran

Yolcu,

Yeşilin ruhuna

yeşil yolcuya hayran…
 

 

Ciğerleri dolunca

o tertemiz havayla

“Ben, yola düzüleyim

Sağlıcakla kal, yayla!”

nağmeleriyle

Yürekten inledi

Yolcu…
 

 

Dağın ardını aşan

Yayla gönüllü o can

Bir köyle karşılaştı

Bağ bahçesi perişan

Manzarayı görenin

Yüreği parçalandı

Kimseler anlamadı

Neydi, içine sızan?
 

 

Canı yerinden kopan,

sağa sola bir baktı

Ne bir bahçıvan gördü

ne bir nehirin suyu

Ne akışta çağlayan…
 

 

Yolcu itiraz etti

olamazdı kanayan…

Yeşili bulduktan sonra,

Kalır mıydı?

Yolundan vazgeçip de

Çaresizce ağlayan…
 

 

O kalbin sızısıyla

yolun ışıltısı durdu

Yolcu işte oracıkta

Taş üstüne oturdu

Yolunun büyüsüne

sessizce kulak verdi

Şu ana dek

geldiği noktayı

Günün önüne derdi…
 

 

Yıldız ona rehberdi

Bulut cana siperdi

Gökkuşağı bu yola

Binlerce rengi verdi
 

 

Güneş,

ısıttı içini

Yazısı yaptı seçimi

Yemyeşil yayla ömrü,

Gönlü,

O nazlı gülü…

Dağı aştı gücüyle

Özlemi deniziyle…

 
 

“Bunca yolu geçtiysem

Yollara renk serptiysem

Bağ bahçeyi sulayan

Çağlayan olacağım

Bir köye hayat veren

Bahçıvan kalacağım”

Sözleri

Yüreğindendi geçen…
 

 

İçi aydınlanınca,

Taşın bir kenarında

Yeşil filizi buldu

Menzilin ışığıyla

Bahçe de umut doldu

İki damla göz yaşı

filize düşüverdi…

İşte o an,

Yolcunun yeşil gönlü

Bahçeye ümit serdi…

Bir anda tüm bahçeyi

Binbir çiçek kapladı

Renklerin can yumağı

Kırmızı gül kokladı…
 

 

İki damla yetmedi

yolun aydınlığına

Göz pınarları taştı

geldi nehre ulaştı

Nehir,

Çağlayanıyla birleşince yeniden

Köy,

Canlanıverdi hemen

O, bitmeyen neşeden…

Hayat,

Canı bulmuştu

Bahçıvanın elinden…
 

 

Hayat penceresinden,

Gözü gönlü

Katmer katmer açılan

Yolcu,

yoluna baktı

Yol,

sanmayın ki ıraktı:

Sesi duydu derinden…
 

 

Anladı:

O ses içten,

İçi yanan denizden…
 

 

Yolcu,

kendine geldi birden

Kalktı bir çırpıda

Yerinden…

Güç alarak

içindeki sesinden,

“Yeşilinden terinden

Levhasından nehrinden

Işığından renginden

Yağmurundan gizinden

Bahçesinden gülünden”

Yola düştü

Tazeden…
 

 

Taze yolun hızıyla

her adım atışında

Denizi büyüyordu…

Mavi yeşile hasret

Yeşil maviyi diliyordu…

İki rengin arasında

Güneş kızıl gülüyordu…

 
 

Aydınlığın ardı sıra

Yol güle,

Gül yolcuya,

gülümsüyordu…
 

 

Sonsuzluğun sırrını

Yalnız ufuk,

Yürekten

biliyordu…
 

 

Yolcu,

yolcu yolunda

yürüyordu…

Bir ses,

“Yolun, uğurlu ola!”

diyordu…

 
 
(ANKARA- 17.08.2010)
 
EL YÜREĞİ TUTUNCA ŞİİR KİTABIMDAN- TELİF ESER

 

 

 

 

( Yol başlıklı yazı Rana İslam D tarafından 26.09.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.