BİLMEZ ONLAR

Tekbir çekip gözyaşını dökmeyen,
Elimizi, selimizi ne bilsin!
Şehit verip hakka boyun bükmeyen,
Alimiz’i, Velimiz’i ne bilsin! 

Alışmış harama, doymuyor gözü.
Çoraklı çamura benziyor yüzü.
Tarzanca konuşur ,bilinmez sözü.
İlimizi, dilimizi ne bilsin!

Şöhret için mahremini açanlar,
Çobanı aldatıp koça kaçanlar,
Duman olup popülizm saçanlar,
Yelimizi, telimizi ne bilsin! 

Fincanın içinde faldaki karga,
Terör yuvasında foldaki karga
Dağdan düze inmiş yoldaki karga.
Çalımızı, dalımızı ne bilsin! 

Elinde karası, takkesin takmış.
Yüreği paslanmış, mayası kokmuş.
İslam’ı horlamış ,mumları yakmış.
Ulumuzu, gülümüzü ne bilsin! 

Ayrı devlet ister cıngıllı köçek.
Eleğe girmez ki darıyla seçek.
Çakıl dikeniyle savrulan çiçek, 
Alımızı, balımızı ne bilsin! 

Dağdaki çakalı gerilla sayan,
Cıngıllı kazandan yalanıp doyan,
Kılıcı görmeden kamaya uyan, 
Kolumuzu, solumuzu ne bilsin!

Ramazan’ım der ki geçti bu tren.
Kurtların ardından çoğaldı üren.
Ampulün üstünden patlayan firen,
Yolumuzu, dolumuzu ne bilsin! 

Haziran 2011
( Bilmez Onlar başlıklı yazı Ramazan Kurt tarafından 10.01.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.